Azərbaycanca AzərbaycancaDeutsch Deutsch日本語 日本語Lietuvos Lietuvosසිංහල සිංහලTürkçe TürkçeУкраїнська УкраїнськаUnited State United State
Destek
www.wikipedia.tr-tr.nina.az
  • Vikipedi

Güneş Güneş Sistemi nin merkezinde yer alan bir yıldızdır çekirdeğindeki nükleer füzyon reaksiyonları ile hale gelene ka

☉

☉
www.wikipedia.tr-tr.nina.azhttps://www.wikipedia.tr-tr.nina.az
TikTok Jeton Satışı

Güneş, Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan bir yıldızdır. Çekirdeğindeki nükleer füzyon reaksiyonları ile hale gelene kadar ısınan, %10'u morötesi olmak üzere esas olarak görünür ışık ve kızılötesi radyasyon olarak yüzeyinden enerji yayan, oldukça büyük ve sıcak bir plazma küresidir. Dünya'daki yaşam için açık ara en önemli enerji kaynağıdır. Güneş birçok kültürde kutsallık atfedilen bir nesne olmuştur. Antik çağlardan beri için merkezi bir konudur.

Güneş
image
Güneş'in, şeffaf bir aracılığıyla çekilmiş görüntüsü
AdlarıGüneş, ,Sól, Helios
SıfatlarSolar
image
Gözlem verisi
Dünya'dan ortalama uzaklık
1 AU
149.600.000 km
93.000.000 mi
8 min 19 s, ışık hızı
Görünür büyüklük
-26,74 (V)
Mutlak büyüklük
4,83 (V)
Tayfsal sınıf
G2V
MetallikZ = 0,0122
Açısal çap0,527-0,545°
Yörünge özellikleri
Samanyolu merkezinden ortalama uzaklık
24.000 ila 28.000 ışık yılı
Galaktik periyot225-250 milyon yıl
Hız
  • 251 km/s (156 mi/s)
    (Galaktik merkez etrafında yörüngede)
  • 20 km/s (12 mi/s)
    (yakınlarda bulunan yıldızlara göreceli olarak)
  • 370 km/s (230 mi/s)
    (Kozmik mikrodalga arka plan ışınımına doğru
Eğiklik
  • 7,25° (tutulum düzlemine)
  • 67,23° (Galaktik düzleme)
Kuzey kutbunun sağ açıklığı
286,13° (286° 7′ 48″)
Kuzey kutbunun dik açıklığı
+63,87° (63° 52′ 12"N)
Sideral dönme süresi
  • 25,05 gün (ekvator)
  • 34,4 gün (kutuplar)
Ekvatoral dönme hızı
1,997 km/s
Fiziksel özellikler
Ekvator yarıçapı
696.300 km
432.700 mi
109 × Dünya yarıçapı
Basıklık0,00005
Yüzey alanı6,09×10^12 km2
2,35×10^12 sq mi
12 000 × Dünya
Hacim
  • 1,412×1018 km3
  • 1 300 000 × Dünya
Kütle
  • 1,9885×1030 kg
  • 4,3839×1030 lb
  • 332 950 Dünya kütlesi
Ortalama yoğunluk1,408 g/cm3
0,0509 lb/cu in
0,255 × Dünya
Yaş4,6 milyar yıl
Ekvatoral yüzey kütle çekimi
274 m/s2
900 ft/s2
27,9 
≈0,070
Yüzey kaçış hızı
617,7 km/s
55 × Dünya
Sıcaklık
  • 15.700.000 K (merkez)
  • 5.772 K (fotosfer)
  • 5.000.000 K ()
Aydınlatma gücü
  • 3,828×1026 W
  • 3,75×1028 lm
  • 98 lm/W verimlilik
Renk (B-V)0,656
Ortalama Radyans2,009×107 W·m−2·sr−1
Kütleye göre fotosfer bileşimi
  • 73,46% Hidrojen
  • 24,85% Helyum
  • 0,77% Oksijen
  • 0,29% Karbon
  • 0,16% Demir
  • 0,12% Neon
  • 0,09% Nitrojen
  • 0,07% Silikon
  • 0,05% Magnezyum
  • 0,04% Sülfür

Güneş'in Samanyolu galaksisinin merkezinin etrafında bir dönüşünü yaklaşık 225-250 milyon yılda bir tamamladığı ve merkeze göre yaklaşık 24.000 ila 28.000 ışık yılı mesafede 828.000 km/s hızda hareket etmekte olduğu bir yörüngesi vardır. Dünya'ya olan mesafesi 1 AU (1.496×108 km) yani yaklaşık 8 ışık dakikasıdır. Güneş, yaklaşık olarak, Dünya'nın çapının 109 katına (1.391.400 km), hacminin 1,3 milyon katına (1.412×1012 km3) ve kütlesinin 332,9 bin katına (1.988,4×1024 kg) sahiptir. Orta büyüklükte bir yıldız olan Güneş, tek başına Güneş Sistemi kütlesinin % 99,86'sını oluşturur. Kütlesinin %74'ü hidrojen, %24-25'ü ise helyumdan oluşmakta olup, kütlenin geri kalanı daha ağır olan demir, nikel, oksijen, silikon, kükürt, magnezyum, karbon, neon, kalsiyum ve krom gibi diğer elementlerden oluşur.

Güneş'in yıldız sınıfı G-tipi Ana Kol Yıldızı, yani G2V'dir. Resmi olmayan adlandırmada, esasında beyaz renkli olmasına rağmen sarı cüce olarak nitelenir. Yaklaşık 4,6 milyar yıl önce büyük bir moleküler bulutun bir bölgesindeki maddenin kütleçekimsel olarak çökmesiyle oluşmuştur. Bu maddenin çoğu merkezde toplanırken, geri kalanı Güneş Sistemi’ni oluşturan yörüngeli bir disk şeklinde basıklaşmıştır. Merkezi kütle o kadar sıcak ve yoğun hale gelmiştir ki sonunda çekirdeğinde nükleer füzyonu başlatmıştır. Güneş'in çekirdeği her bir saniyede, yaklaşık 600 milyar kilogram (kg) hidrojeni helyuma dönüştürmekte ve 4 milyar kg maddeyi enerjiye çevirmektedir.

Çok uzak bir gelecekte, çekirdeğindeki hidrojen füzyonu artık hidrostatik dengede olamayacağı bir noktaya kadar azaldığında, Güneş'in çekirdeğindeki yoğunluk ve sıcaklıkta belirgin bir artış yaşanacak, bu da dış katmanların genişlemesine neden olarak sonunda Güneş'i bir kırmızı deve dönüştürecektir. Bu süreç günümüzden yaklaşık beş milyar yıl sonra Dünya'yı yaşanmaz hale getirecek kadar Güneş'i büyütecektir. Daha sonra Güneş dış katmanlarını dökecek ve yoğun bir tür soğuyan yıldız (beyaz cüce) haline gelecek ve artık füzyon yoluyla enerji üretmeyecek, ancak trilyonlarca yıl boyunca önceki füzyonundan kaynaklanan ısıyı yaymaya ve parlamaya devam edecektir. Ardından da ihmal edilebilir düzeyde bir enerji yayan, süper yoğun bir kara cüce haline geleceği tahmin edilmektedir.

Etimoloji

Güneş kelimesi, Orta Türkçede yer alan ve aynı anlama gelen küneş sözcüğünden evirilmiştir. Bu kelime ise Eski Türkçede yer aldığı tahmin edilen ancak yazılı örneği bulunmayan, "gün ışımak, aydınlanmak" anlamındaki "küne-" sözüne "+Iş" ekinin eklenmesiyle türetilmiştir. Sözcüğün yer aldığı en eski kaynak, 1310 yılından önceye tarihlenen 'nın adlı eseridir.

Şems, güneş kelimesinin eş anlamlısı olup, Arapça şms kökünden gelen ve aynı anlama sahip şams (شمس) sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Aramice/Süryanice aynı anlamdaki şimşā (שִׁמְשָׁא) sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcükler ise Akadca'da yer alan ve aynı manaya gelen şamşu, şamaş sözcüğü ile eş kökenlidir.

İngilizce sun sözcüğü Eski İngilizce sunne sözcüğünden evrilmiştir. Batı Frizce sinne, Felemenkçe zon, Aşağı Almanca Sünn, Standart Almanca Sonne, Bavyeraca Sunna, Eski İskandinavca sunna ve Gotça sunnō gibi diğer Cermen dillerinde de soydaşları bulunmaktadır. Tüm bu sözcükler köken olarak Proto Cermen dilindeki *sunnōn'dan gelmektedir. Bu kelime Hint-Avrupa dil ailesinin diğer kollarındaki sun kelimesiyle ilişkilidir, ancak çoğu durumda n'deki genitif kök yerine l'li nominatif bir kök bulunur, Örneğin Latince sōl, eski Yunanca ἥλιος (hēlios), Galce haul ve Çekçe slunce'nin yanı sıra (*l > r dönüşümü ile) Sanskritçe स्वर (svár) ve Farsça خور (xvar) biçiminde kullanılır. Aslında, l- kökü Proto- Cermence'de de *sōwelan olarak varlığını sürdürmüş, bu da Gotça sauil (sunnō ile birlikte) ve Eski İskandinavca düzyazı sól (şiirsel sunna ile birlikte) ve bunun aracılığıyla modern İskandinav dillerindeki güneş sözcüklerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur: Örneğin; İsveççe ve Danca sol, İzlandaca sól, vs.

Genel özellikleri

Güneş, G-tipi ana kol yıldızı olup, Güneş Sistemi'nin kütlesinin yaklaşık %99,86'sını oluşturur.Mutlak büyüklüğü +4,83'tür ve Samanyolu'ndaki yıldızların yaklaşık %85'inden daha parlaktır, bu yıldızların çoğu kırmızı cücelerdir. Güneş, 7 parsek (~23 ışık yılı) içindeki yakın yıldızların %95'inden daha kütlelidir. Güneş, Popülasyon I veya ağır element zengini bir yıldızdır. Yaklaşık 4,6 milyar yıl önce, bir veya daha fazla yakın süpernovanın şok dalgalarıyla oluşumunun tetiklenmiş olabileceği tahmin edilmektedir. Bu, Güneş Sistemi'ndeki altın ve uranyum gibi ağır elementlerin bolluğunun, ağır element fakiri olan Popülasyon II yıldızlarına kıyasla yüksek olmasından çıkarsanmaktadır. Ağır elementlerin, muhtemelen bir süpernova sırasında endergonik nükleer reaksiyonlarla veya ikinci nesil büyük bir yıldızda nötron emilimi yoluyla transmutasyonla ortaya çıkmış olabileceği düşünülmektedir.

Güneş, Dünya'nın gökyüzündeki en parlak cisim olup, görünür büyüklüğü −26,74'tür. Bu, bir sonraki en parlak yıldız olan Sirius'tan (görünür büyüklüğü −1,46) yaklaşık 13 milyar kat daha parlak olduğu anlamına gelmektedir.

Bir astronomik birim (150 milyon kilometre; 93 milyon mil), Güneş ile Dünya'nın merkezleri arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır. Dünya, günberide (~ 3 Ocak) ile günötede (~ 4 Temmuz) hareket ederken bu mesafe anlık olarak ± 2,5 milyon km veya 1,55 milyon mil kadar değişir. Ortalama mesafede, Güneş'ten Dünya'ya ışığın ulaşması yaklaşık 8 dakika 20 saniye sürer, en yakın noktalar arasındaki mesafede bu süre yaklaşık iki saniye daha azdır. Bu güneş ışığının enerjisi, Dünya'daki hemen hemen tüm yaşamı fotosentez yoluyla destekler ve Dünya'nın iklimini ve hava durumunu belirler.

Güneş'in belirgin bir sınırı yoktur, ancak fotosferin üzerindeki yükseklik arttıkça yoğunluğu üssel olarak azalır. Ölçüm amacıyla, Güneş'in yarıçapı, merkezinden Güneş'in görünen yüzeyi olan fotosferin kenarına kadar olan mesafe olarak kabul edilir. Bu ölçüme göre, Güneş, kutupsal çapının ekvatoral çapından sadece 10 kilometre (6,2 mi) farklı olduğu tahmin edilen 9 milyonda bir düzeyindeki bir basıklıkla, neredeyse mükemmel bir küredir. Gezegenlerin gelgit etkisi zayıftır ve Güneş'in şeklini önemli ölçüde etkilemez.

Dönüşü

Güneş kendi ekseni etrafında kutup bölgesine oranla ekvator kısmında daha hızlı dönmektedir. Bu farklı dönüş, ısı taşınımı nedeniyle konvektif hareket ve Güneş'in dönüşü nedeniyle oluşan Coriolis kuvveti kaynaklı olarak meydana gelir. Yıldızlara göre tanımlanan bir referans çerçevesinde, ekvatorda dönüş süresi yaklaşık 25,6 gün, kutuplarda ise yaklaşık 33,5 gündür. Dünya'dan bakıldığında, Güneş'in ekvatorundaki görünen dönüş süresi yaklaşık 28 gündür. Güneş'in kuzey kutbundan bakıldığında, kendi ekseni etrafında saat yönünün tersine döner.

Güneş benzerleri üzerinde yapılan bir araştırma, erken dönemde Güneş'in bugün olduğundan on kat daha hızlı döndüğünü göstermektedir. Bu, yüzeyini çok daha aktif hale getirmiş ve daha büyük X-ışını ve UV emisyonlarına neden olmuştur. Yavaşlamamış olsaydı, Güneş lekeleri yüzeyin %5-30'unu kaplamış olurdu. Dönüş hızı, Güneş'in manyetik alanının dışa akan güneş rüzgarıyla etkileşime girmesi sonucu yoluyla yavaşlamıştır. Bu hızlı ilkel dönüşün bir kalıntısı hala Güneş'in çekirdeğinde mevcut olup, çekirdeğin haftada bir kez döndüğü, yani ortalama yüzey dönüş hızının dört katı yavaş olduğu tespit edilmiştir.

Kimyasal bileşimi

Güneş, büyük çoğunlukla hidrojen ve helyum elementlerinden oluşur. Güneş'in halihazırdaki yaşam anında, bu elementler sırasıyla %74,9 ve %23,8 oranında fotosferindeki kütlesini meydana getirmektedir. Tüm ağır elementler, yani metaller, kütlesinin %2'sinden daha az bir kısmını oluşturmaktadır. Bunlar arasında oksijen (kabaca %1), karbon (%0,3), neon (%0,2) ve demir (%0,2) en bol bulunanlarıdır.

Element bollukları

Bazı elementlerin karakteristik kütle oranları şöyledir:

  • Hidrojen: %75
  • Helyum: %24
  • Metaller %1

1968 yılında Belçikalı bir bilim insanı lityum, berilyum ve bor bolluklarının önceden düşünüldüğünden daha fazla olduğunu bulmuştur. 2005 yılında üç bilim insanı neon bolluğunun önceden düşünüldüğünden daha fazla olabileceğini helyosismolojik gözlemlere dayanarak önermişlerdir. 1986'ya kadar Güneş'in helyum içeriğinin Y=0,25 olduğu genel kabul görmüştü ancak bu tarihte iki bilim insanı Y=0,279 değerinin daha doğru olduğunu iddia etmiştir. 1970'lerde birçok araştırma Güneş'te bulunan demir grubu elementlerin bolluğuna odaklandı. Tek iyonlu demir grubu elementlerinin gf değerlerinin ilk 1962'de bulunmuş ve geliştirilmiş f değerleri 1976'da hesaplanmıştır.Kobalt ve mangan gibi bazı demir grubu elementlerinin bolluk tespitleri, çok ince yapıya sahip olmalarından ötürü zordur.

Element dağılımları

Güneş içinde bulunan elementlerin dağılımı birçok değişkene bağlıdır, örneğin kütleçekimi nedeniyle ağır elementler (örneğin helyum) Güneş kütlesinin merkezine yakın dururken, ağır olmayan elementler (örneğin hidrojen) Güneş'in dış katmanlarına doğru yayılır. Özellikle Güneş'in içinde helyumun dağılımı özel olarak ilgi çekmektedir. Helyumun dağılma sürecinin zamanla hızlandığı ortaya çıkarılmıştır. Güneş'in dış katmanını oluşturan ışık kürenin bileşimi, içinde bulunan döteryum, lityum, bor ve berilyum dışında, Güneş Sistemi'nin oluşumundaki kimyasal bileşime örnek olarak alınmaktadır.

Güneş'in orijinal kimyasal bileşimi, oluştuğu yıldızlararası ortamdan kalmadır. Başlangıçta yaklaşık %71,1 hidrojen, %27,4 helyum ve %1,5 daha ağır elementlerden oluşmaktaydı. Güneş'teki hidrojen ve helyumun çoğu, evrenin ilk 20 dakikasında Büyük Patlama nükleosentezi ile ortaya çıkmış ve daha ağır elementler, Güneş'in oluşumundan önceki yıldız nesilleri tarafından meydana getirilerek yıldız yaşamının son aşamalarında ve süpernova gibi olaylarla yıldızlararası ortama yayılmıştır.

Güneş'in oluşumundan bu yana, ana füzyon süreci, hidrojenin helyuma dönüştürülmesini içermektedir. Geçen 4,6 milyar yıl boyunca, Güneş içindeki helyum miktarı ve dağılımı yavaş yavaş değişmiştir. Çekirdekteki helyum oranı füzyon nedeniyle yaklaşık %24'ten %60'a yükselmiş ve helyum ile birlikte bazı ağır elementler, kütleçekim etkisiyle fotosferden Güneş'in merkezine doğru çökelmiştir. Ağır elementlerin oranları ise değişmemiştir. Isı, Güneş'in çekirdeğinden dışa doğru radyasyon yoluyla aktarılır (ışınsal bölgeye bakınız), bu nedenle füzyon ürünleri ısı ile dışa taşınmaz; çekirdekte kalırlar ve yavaş yavaş helyumdan oluşan bir iç çekirdek oluşmaya başlar. Bu çekirdek, şu anda Güneş'in çekirdeğinin helyumu füzyonlayacak kadar sıcak veya yoğun olmaması nedeniyle füzyona uğrayamaz. Mevcut fotosferde helyum oranı azalır ve metaliklik önyıldız evredeki (çekirdekte nükleer füzyon başlamadan önceki) oranının sadece %84'üdür. Gelecekte, helyum çekirdekte birikmeye devam edecek ve yaklaşık 5 milyar yıl sonra bu yavaş birikim Güneş'in ana koldan çıkmasına ve bir kırmızı dev haline gelmesine neden olacaktır.

Fotosferin kimyasal bileşimi genellikle ilkel Güneş Sistemi'nin bileşimini temsil ettiği kabul edilir. Tipik olarak, yukarıda belirtilen güneş ağır element bollukları, hem Güneş'in fotosferinin spektroskopisi kullanılarak hem de erime sıcaklıklarına kadar ısıtılmamış meteoritlerdeki bolluklar ölçülerek belirlenir. Bu meteoritlerin, önyıldız Güneş'in bileşimini koruduğu ve ağır elementlerin çökmesinden etkilenmediği düşünülmektedir. İki yöntem genellikle iyi bir şekilde birbiriyle örtüşür.

Yapı ve füzyon

image
Güneş'in iç yapısı

Güneş'in içi doğrudan gözlemlenemez ve Güneş elektromanyetik ışımaya karşı opaktır. Ancak nasıl sismoloji, deprem tarafından üretilen dalgaları kullanarak Dünya'nın iç yapısını ortaya çıkarıyorsa helyosismoloji de Güneş'in içinden geçen basınç dalgalarını kullanarak iç yapısını ölçmeye ve görüntülemeye çalışır. Güneş'in bilgisayar modellemesi de iç katmanları araştırmak amacıyla kuramsal bir araç olarak kullanılır.

Çekirdek

image
Güneş tipi bir yıldızın kesiti. (NASA)

Güneş çekirdeği, merkezden %20-25 Güneş yarıçapına kadar uzanır. Yoğunluğu 150 g/cm3 (Yeryüzünde suyun yoğunluğunun 150 katı) civarında, sıcaklığı da 15,7 milyon Kelvin (K) kadardır (yüzey sıcaklığı yaklaşık 5.800 Kelvin'dir). Yakın zamandaki SOHO (Solar and Heliospheric Observatory) misyonunun sağladığı bilgiler, çekirdekte ışınsal bölgeye doğru daha hızlı bir dönme hızı olduğunu belirtmektedir. Güneş'in yaşamının çoğunda enerji, proton-proton zincirleme tepkimesi diye adlandırılan aşamalardan oluşan ve hidrojeni helyuma çeviren nükleer füzyon ile oluşur. Çekirdek, füzyon ile önemli derecede ısı oluşturulan tek yerdir. Yıldızın geri kalanı çekirdekten dışarıya doğru transfer edilen enerjiyle ısınır. Çekirdekte füzyonla oluşan tüm enerji arka arkaya gelen katmanlardan geçerek Güneş ışık küresine ulaşır ve buradan uzaya gün ışığı ve parçacıkların kinetik enerjisi olarak yayılır. Şu anda, Güneş'te üretilen enerjinin sadece %0,8'i KAO döngüsü olarak adlandırılan başka bir füzyon reaksiyonları dizisinden gelmektedir. Ancak, bu oranın Güneş yaşlandıkça ve daha parlak hale geldikçe artması beklenmektedir.

Güneş'in çekirdeği, füzyon yoluyla kayda değer miktarda termal enerji üreten tek bölgedir; gücün %99'u Güneş'in yarıçapının %24'ü içinde üretilir ve yarıçapın %30'u itibarıyla füzyon neredeyse tamamen durur. Geri kalan kısım, bu enerjinin dışa doğru birçok ardışık katman boyunca aktarılmasıyla ısınır ve nihayetinde güneş fotosferine ulaşarak radyasyon (fotonlar) veya adveksiyon (kütleli parçacıklar) yoluyla uzaya kaçar.

image
Proton-Proton reaksiyon zincirinin tasviri, hidrojenden deuterium, helium-3, ve helium-4 oluşumu.

Proton-proton zinciri, Güneş'in çekirdeğinde saniyede yaklaşık 9,2×1037 kez gerçekleşir ve her saniye yaklaşık 3,7×1038 protonu alfa parçacıklarına (helyum çekirdeklerine) dönüştürür (Güneş'teki toplam ~8,9×1056 serbest protondan), bu da yaklaşık 6,2×1011 kg/s eşittir. Ancak, her protonun (ortalama olarak) başka bir protonla füzyona girmesi yaklaşık 9 milyar yıl alır. Dört serbest protonu (hidrojen çekirdeklerini) tek bir alfa parçacığına (helyum çekirdeği) dönüştürmek, füzyona giren kütlenin yaklaşık %0,7'sini enerji olarak serbest bırakır, bu nedenle Güneş, kütle-enerji dönüşüm oranında 4,26 milyar kg/s enerji salar (bu, 600 milyar kg hidrojen gerektirir), bu da 384,6 yottawatt (3,846×1026 W) veya saniyede 9,192×1010megaton TNT'ye eşittir. Güneş'in büyük güç çıktısı, esas olarak çekirdeğinin büyük boyutu ve yoğunluğu nedeniyle oluşur (Dünya ve Dünya'daki nesnelerle karşılaştırıldığında), sadece oldukça küçük bir miktar metreküp başına güç üretilir. Güneş'in iç yapısının teorik modelleri, çekirdeğin merkezinde yaklaşık 276,5 watt/metreküp maksimum güç yoğunluğu veya enerji üretimi olduğunu gösterir; bu da göre bir kompost yığınının içindeki güç yoğunluğuna yaklaşık eşittir.

Güneş'in çekirdeğindeki füzyon hızı kendini düzenleyen bir denge içindedir: Biraz daha yüksek bir füzyon hızı, çekirdeğin daha fazla ısınmasına ve dış katmanların ağırlığına karşı hafifçe genişlemesine neden olur, bu da yoğunluğu azaltır ve dolayısıyla füzyon hızını düşürerek dengesizliği düzeltir. Biraz daha düşük bir hızda ise çekirdek soğur ve hafifçe küçülür, yoğunluğu artar ve füzyon hızını artırarak tekrar mevcut hızına döner.

Işınsal/radyatif bölge

image
Farklı yıldızların kütlelerine iç yapılarının tasviri. Ortada yer alan Güneş'in iç radyatif bölgesi ve dış konvektif bölgesi gösterilmektedir.

Güneş'in en kalın tabakası olan ışınsal bölge, çekirdekten yaklaşık 0,7 Güneş yarıçapına kadar uzanır ve bu noktada 0,45 Güneş yarıçapına kadar ulaşır. Bu bölgede enerji transferinin başlıca yolu termal radyasyondur. Çekirdekten uzaklaştıkça sıcaklık yaklaşık olarak 7 milyon Kelvin'den 2 milyon Kelvin'e düşer. Bu sıcaklık gradyanı, adyabatik ısınma oranından daha düşüktür ve bu nedenle bu bölgede enerji transferi termal konveksiyon yerine radyasyon ile gerçekleşir. Hidrojen ve helyum iyonları, sadece kısa bir mesafe kat eden fotonlar diğer iyonlar tarafından yeniden emilmeden önce enerji yayarak enerji transferine katkıda bulunurlar. Yoğunluk, 0,25 Güneş yarıçapından 0,7 yarıçapına kadar olan bölgede yüz kat azalır (20,000 kg/m³'ten 200 kg/m³'e kadar).

Tachocline bölgesi

Radyatif bölge ile konvektif bölge arasında bir geçiş tabakası olan tachocline bulunur. Bu bölge, ışınsal bölgenin düzenli dönüşü ile konvektif bölgenin farklı dönüşü arasındaki keskin rejim değişiminin sonucunda ortaya çıkan büyük bir kayma (shear) koşuluna sahiptir, yani ardışık yatay tabakaların birbirlerine göre kaydığı bir durumdur. Şu anda, bu tabaka içinde bir manyetik dinamo veya Güneş dinamosu tarafından Güneş'in manyetik alanının üretildiği hipotezi öne sürülmektedir.

Isıyayımsal/konvektif bölge

Güneş'in dış katmanında, yani yarıçapının %70 aşağısına kadar olan bölgede plazma ısıyı dışarıya doğru ışıma yoluyla iletecek kadar yoğun ve sıcak değildir. Sonuç olarak sıcak sütunların yüzeye yani ışık küreye doğru madde taşıdığı ısı yayımı oluşur. Yüzeye çıkan madde soğuyunca tekrar ısıyayımsal bölgenin başladığı yere çökerek ışınsal bölgenin üst kısmından daha fazla ısı alır.

Isıyayımsal bölgede bulunan termal sütunlar Güneş'in yüzeyinde belirli bir iz bırakır. Güneş'in iç bölgesinin dış katmanı olan bu bölgedeki türbülanslı ısı yayımı küçük ölçekli bir dinamo yaratarak Güneş'in yüzeyinin tamamında manyetik kuzey ve güney kutuplar yaratır.

image
Tam Güneş tutulması sırasında Güneş koronası çıplak gözle görülebilir.

Işık küre/fotosfer/ışık yuvarı

Işık küre, Güneş'in görünen yüzeyi, hemen altında görünür ışığa opak olduğu katmandır. Işık kürenin üzerinde görünür gün ışığı uzaya serbestçe yayılır ve enerjisi Güneş'ten uzaklaşır. Opaklıkta olan değişiklik görünür ışığı kolayca soğuran H- iyonlarının miktarlarının azalmasıdır. Buna karşın görünür ışık, elektronların hidrojen atomlarıyla H- iyonu oluşturmak için tepkimeye girmesiyle oluşur. Işık küre on ila yüz kilometre arasındaki kalınlığıyla Dünya üzerinde bulunan havadan daha az opaktır. Işık kürenin üst kısmının alt kısmından daha soğuk olması nedeniyle Güneş ortada, kenarlara nazaran daha parlakmış gibi görünür. Kara cisim ışınımı Güneş’in 6.000 K sıcaklığında olduğunu gösterir. Işık kürenin parçacık yoğunluğu yaklaşık 1023 m−3'dir. Bu da Dünya hava yuvarının deniz düzeyindeki parçacık yoğunluğunun %1'i kadardır.

Işık kürenin ilk optik tayf incelemeleri sırasında bazı soğurma çizgilerinin o zamanlar Dünya üzerinde bilinen hiçbir elemente ait olmadığı anlaşılmıştır. 1868 yılında Norman Lockyer bunun yeni bir elemente ait olduğu varsayımını öne sürerek bu elemente Yunan Güneş tanrısı Helios'tan esinlenerek "helyum" ismini vermiştir. Bundan ancak 25 yıl sonra helyum yeryüzünde izole edilebilmiştir.

Gaz yuvar

image
Güneş’in hücre benzeri yüzey yapıları

Güneş'in ışık küre üzerinde bulunan bölümlerine topluca Güneş gaz yuvarı denir. Radyo dalgalarından görünür ışığa ve gama ışınlarına kadar olan elektromanyetik spektrumda çalışan teleskoplarlarla görünebilir ve başlıca beş bölgeden oluşur. Bunlar; Sıcaklık ineci, renk yuvarı, geçiş bölgesi, korona ve gün yuvarıdır. Güneş'in dış gaz yuvarı sayılan gün yuvarı Plüton'un yörüngesinin çok ötesine gündurguna kadar uzanır. Gündurgunda yıldızlararası ortam ile şok dalgası şeklinde bir sınır oluşturur. Renk yuvarı, geçiş bölgesi ve korona Güneş'in yüzeyinden daha sıcaktır. Sebebi tamamen kanıtlanmasa da kanıtlar Alfvén dalgalarının koronayı ısıtabilecek kadar enerjiye sahip olabileceğini göstermektedir.

Güneş'in en soğuk bölgesi ışık kürenin yaklaşık 500 km üzerindeki sıcaklık ineci bölgesidir. Sıcaklık yaklaşık 4.000 K'dir. Bu bölge karbonmonoksit ve su gibi basit moleküllerin soğurma tayflarıyla fark edilebileceği kadar soğuktur.

Sıcaklık ineci bölgenin hemen üzerinde 2.000 km kalınlığında, yayılım ve soğurma çizgilerinin egemen olduğu ince bir katman bulunur. Adının renk yuvarı olmasının nedeni, Güneş tutulmalarının başında ve sonunda bu bölgenin renkli bir ışık olarak görülmesidir. Renk yuvarının sıcaklığı yükseldikçe artar ve en üst bölgede 100.000 K'e erişir.

image
Hinode'un Güneş Optik Teleskobuyla 12 Ocak 2007 tarihinde çekilen bu Güneş görselinde değişik manyetik polariteye sahip olan bölgeleri bağlayan plazmanın ipliksi yapısı görünmektedir.

Işık kürenin üzerinde, sıcaklığın çok hızla 100.000 K'den bir milyon K'e çıktığı geçiş bölgesi yer alır. Sıcaklık artışının nedeni bölgede bulunan helyumun yüksek sıcaklıklar nedeniyle tamamen iyonize olarak faz geçişidir. Geçiş bölgesi kesin belirli bir yükseklikte oluşmaz. Daha çok renk yuvarıda bulunan iğnemsi ve ipliksi yapıların çevresinde bir ayça oluşturur ve sürekli kaotik bir hareket içindedir. Geçiş bölgesi yeryüzünden kolay görülmez ama uzaydan, elektromanyetik spektrumun morötesi bölümüne kadar hassas cihazlar tarafından kolayca gözlemlenebilir.

Korona hacim olarak Güneş'ten çok daha büyük olan dış gaz yuvarı katmanıdır. Korona tüm Güneş Sistemi'ni ve gün yuvarınını kaplayan Güneş rüzgârına pürüzsüzce geçiş yapar. Korona'nın Güneş yüzeyine yakın olan alt katmanlarının parçacık yoğunluğu 1014–1016 m−3'dur. Sıcaklığı birkaç milyon kelvin civarındadır.

Gün yuvarı ise yaklaşık 20 Güneş yarıçapından (0,1 GB) Güneş Sistemi'nin en son noktasına kadar uzanır. İç sınırlarının tanımı Güneş rüzgârının süperalfvénik akışa sahip olması yani bu akışın Alfvén dalgalarının hızından daha fazla olması ile belirlenir. Bu sınırın dışındaki türbülans ya da dinamik kuvvetler Güneş koronasının şeklini etkilemez çünkü bilgi ancak Alfvén dalgalarının hızıyla yayılabilir. Güneş rüzgârı, sürekli olarak gün yuvarı boyunca dışa doğru akar, Güneş'ten 50 GB ötede gündurguna çarpana kadar Güneş manyetik alanını spiral bir şekle sokar. Aralık 2004'te Voyager 1 uzay sondasının, gündurgun olduğuna inanılan bir şok dalgası cephesini geçtiği bildirildi. Her iki Voyager sondası da sınıra yaklaştıkça daha yüksek düzeyde enerji yüklü parçacıkların varlığını kaydetti.

Günışığı ve nötrinolar

Nükleer füzyon tepkimeleri sonucunda açığa çıkan yüksek enerjili fotonlar (kozmik, gama ve X ışınları) Güneş plazmasının yalnızca birkaç milimetresi tarafında emilir ve tekrar rastgele yönlerde çok az enerji kaybederek tekrar yayılır, bu nedenle de ışımanın Güneş'in yüzeyine ulaşması uzun zaman alır. "Foton yolculuk zamanı" 10.000 ila 170.000 yıl kadar sürer.

Konveksiyonel dış katmandan şeffaf "yüzey" ışık küreye doğru son bir yolculuktan sonra fotonlar görünür ışık olarak kaçar. Güneş'in merkezinde bulunan her gama ışını uzaya kaçmadan önce birkaç milyon görünür ışık fotonuna dönüşür. Nötrinolar da çekirdekteki tepkimelerde oluşur ama fotonların aksine nadiren madde ile etkileşime girer, dolayısıyla hemen hemen hepsi Güneş'ten hemen kaçabilir. Çok uzun yıllar, Güneş'te üretilen nötrinoların ölçümü kuramlar sonucu tahmin edilenden üç kat daha düşüktü. Bu tutarsızlık yakın zamanda nötrino salınım etkilerinin keşfiyle çözüldü. Güneş gerçekten de kuramlarca önerilen miktarda nötrinoyu açığa çıkarmakta, ancak nötrino algılayıcıları bunların üçte ikisini kaçırmaktadır. Bunun sebebi, nötrinoların kuantum sayılarını değiştirmeleridir.

Güneş döngüleri

Güneş lekeleri ve Güneş lekesi döngüsü

image
Son 30 yılda oluşan Güneş döngüsü değişiklikleri ölçümleri.

Uygun filtrelemeyle Güneş gözlemlendiğinde ilk dikkati çeken etrafına göre daha soğuk olması nedeniyle daha koyu gözüken belirli sınırlara sahip Güneş lekeleridir. Güneş lekeleri, güçlü manyetik kuvvetlerin ısı yayımını engellediği ve sıcak iç bölgeden yüzeye doğru enerji transferinin azaldığı yoğun manyetik etkinliğin olduğu bölgelerdir. Manyetik alan koronanın aşırı ısınmasına neden olur ve yoğun Güneş püskürtüleri ile koronada kütle fırlatılmasına neden olan etkin bölgeler oluşturur.

Güneş'in üzerinde görünür Güneş lekelerinin sayısı sabit değildir ama Güneş döngüsü denen 11 yıllık bir döngü içinde değişiklik gösterir. Döngünün tipik minimum döneminde çok az Güneş lekesi görünür ve hatta bazen hiç görünmez. Gözükenler yüksek enlemlerde bulunur. Güneş döngüsü ilerledikçe Spörer yasasının açıkladığı gibi Güneş lekelerinin sayısı artar ve ekvatora doğru yaklaşır. Güneş lekeleri genelde zıt manyetik kutuplara sahip çiftler olarak bulunur. Ana Güneş lekesinin manyetik polaritesi her Güneş döngüsünde değişir, dolayısıyla bir döngüde kuzey manyetik kutba sahip olan leke bir sonraki döngüde güney manyetik kutba sahip olur.

image
Son 250 yılda gözlemlenen Güneş lekelerinin tarihi, ~11 yıllık Güneş döngüsü görülebilmektedir.

Güneş döngüsünün uzayın durumu üzerinde büyük etkisi vardır ve Dünya'nın iklimi üzerinde de önemli bir etki yapar. Güneş etkinliğinin minimumda olduğu dönemler soğuk hava sıcaklıklarıyla, normalden daha uzun süren Güneş döngüleri de daha sıcak hava sıcaklıklarıyla ilişkilendirilir. 17. yüzyılda Güneş döngüsünün birkaç on yıl boyunca tamamen durduğu gözlemlenmiştir; bu dönemde çok az Güneş lekesi görülmüştür. Küçük Buz Çağı ya da Maunder minimumu diye bilinen bu dönemde Avrupa'da çok soğuk hava sıcaklıklarıyla karşılaşılmıştır. Daha da önceleri benzer minimum dönemler ağaç halkalarının analiziyle ortaya konmuştur ve bu dönemler normalden daha düşük global hava sıcaklıklarıyla eşleşmektedir.

Fışkırmalar

Güneş fışkırmaları, yanan hidrojen gazının, Güneş’in magnetik alan kuvvetleri tarafından desteklenerek, taçtan dışarı yay gibi uzanmasıdır. Bazıları uzaya, saniyede 400 m hızla fırlarlar.[]

Olası uzun dönem döngü

Çok yeni bir teori Güneş'in çekirdeğindeki manyetik kararsızlıkların 41.000 ya da 100.000 yıllık periyotlarda değişikliklere sebep olduğunu öne sürmektedir. Bu kuram, buzul çağlarını Milankovitch döngülerinden daha iyi açıklayabilir. Astrofizik alanındaki birçok kuram gibi bu da doğrudan test edilemez.

Kuramsal sorunlar

Güneş nötrino problemi

Uzun yıllar boyunca Dünya üzerinde tespit edilen Güneş'ten gelen nötrinoların sayısı standart Güneş modeline göre tahmin edilenin yarısı ile üçte biri arasında değişmekteydi. Bu aykırı sonuç Güneş nötrino problemi olarak bilinir. Problemi çözmek için öne sürülen kuramlar ya Güneş'in iç sıcaklığını azaltarak daha düşük bir nötrino akısını açıklamaya çalışıyordu ya da nötrinoların Güneş'ten Dünya'ya gelirken salınıma uğradığını yani varlığı tespit edilemeyen tau ve muon nötrino parçacıklarına dönüştüğünü öneriyordu. 1980'lerde nötrino akısını olabildiğince tam olarak ölçebilmek için Sudbury Nötrino Gözlemevi ve Kamiokande gibi birkaç nötrino gözlemevi kuruldu. Bu gözlemevlerinden gelen sonuçlar sonunda nötrinoların çok küçük durak kütlesi ("rest mass") olduğunu ve gerçekten de salındıklarını gösterdi. Hatta, 2001 yılında Sudbury Nötrino Gözlemevi doğrudan üç tip nötrinoyu da tespit etmeyi başardı ve Güneş'in toplam nötrino ışıma oranının standart Güneş modeli ile uyumlu olduğunu ortaya çıkardı. Nötrino enerjisine bağlı olarak Dünya'da görünen nötrinoların üçte biri elektron nötrino tipindedir. Bu oran maddede nötrino salınımını açıklayan, madde etkisi diye de bilinen Mikheyev-Smirnov-Wolfenstein (MSW) etkisi ile tahmin edilen oranla uyumludur. Dolayısıyla problem artık çözülmüştür.

Korona ısınma problemi

Güneş'in optik yüzeyi ışık küre yaklaşık 6.000 K'lik bir sıcaklığa sahiptir. Bunun üzerinde 1.000.000 K'lik Güneş koronası bulunur. Koronanın bu aşırı yüksek sıcaklığı, ışık küreden doğrudan ısı iletimi dışında başka bir kaynaktan ısıtıldığını gösterir.

Koronayı ısıtmak için gerekli olan enerjinin ışık kürenin altında bulunan ısıyayımsal bölgedeki türbülanslı hareketten kaynaklandığı düşünülmüş ve koronanın nasıl ısındığına dair iki ana işleyiş önerilmiştir. Bunlardan birincisi dalga ısınmasıdır. Isıyayımsal bölgedeki türbülanslı hareket ses, kütleçekim ve manyetohidrodinamik dalgalar üretir. Bu dalgalar yukarı doğru hareket eder ve koronada dağılarak enerjilerini ortamdaki gaza ısı olarak verir. İkincisi ise manyetik ısınmadır. Işık küresinde hareketin sürekli olarak oluşturduğu manyetik enerji Güneş püskürtüsü gibi büyük ve buna benzer birçok küçük olayla yayılır.

Şu anda dalgaların etkin bir ısı yayma işleyişi olup olmadığı çok açık değildir. Alfvén dalgaları dışında tüm dalgaların koronaya ulaşmadan önce dağıldıkları ortaya çıkarılmıştır. Alfvén dalgaları da korona da kolayca dağılmamaktadır. Günümüzde araştırma daha çok püskürtü yolu ile ısınma işleyişine doğru yönelmiştir. Korona ısınmasını açıklamak için olası bir görüş sürekli küçük ölçekli püskürtülerdir ve hâlâ araştırılmaktadır.

Sönük genç Güneş problemi

Güneş gelişiminin kuramsal modelleri 3,8 ile 2,5 milyar yıl önce Arkeyan Devir'de Güneş'in bugünkünden % 75 daha az parlak olduğunu önerir. Bu kadar zayıf bir yıldız Dünya üzerinde su varlığını destekleyemeyeceğinden hayatın da gelişememesi gerekirdi. Ancak jeolojik kayıtlar Dünya'nın tarihi boyunca oldukça sabit bir sıcaklıkta kaldığını gösterir, hatta genç Dünya bugünden biraz daha sıcaktır. Bilim insanları arasında varılan görüş birliği genç Dünyanın atmosferinde oldukça fazla miktarda sera gazlarının (karbon dioksit, metan ve/veya amonyak) bulunması nedeniyle Güneş'ten gelen az enerjiyi atmosferde hapsettikleri fazla ısıyla dengelediğidir.

Manyetik alan

image
Güneş'in dönen manyetik alanının gezegenlerarası ortamda bulunan plazma üzerindeki etkisinden kaynaklanan gün yuvarı akım katmanı Güneş Sistemi'nin en uç noktalarına kadar uzanır.

Güneş içinde bulunan tüm madde yüksek sıcaklıklardan ötürü gaz ve plazma hâlindedir. Bu nedenle Güneş ekvatorda yukarı enlemlerde olduğundan daha hızlı döner. Ekvatorda dönüş hızı 25 gün iken kutuplarda 35 günde kendi etrafında döner. Bu kademeli dönüş sonucunda manyetik alan çizgilerinin zamanla kıvrılarak manyetik alan halkaları oluşturması Güneş'in yüzeyinden patlamalarla ayrılarak Güneş lekeleri ve Güneş püskürtüleri oluşumuna neden olur. Bu kıvrılma hareketi solar dinamonun oluşmasına ve 11 yıllık Güneş döngüsü ile Güneş'in manyetik alanının yön değiştirmesine neden olur.

Güneş'in dönen manyetik alanının gezegenlerarası ortamda bulunan plazma üzerindeki etkisi gün yuvarı akım katmanını oluşturur. Bu katman farklı yönleri gösteren manyetik alanları ayırır. Gezegenlerarası ortamda bulunan plazma aynı zamanda Dünya'nın yörüngesinde Güneş'in manyetik alanının kuvvetinden de sorumludur. Eğer uzay bir vakum olsaydı Güneş'in10−4tesla manyetik dipol alanı uzaklığın kübüyle azalarak 10−11 tesla olacaktı. Ancak uydu gözlemleri bunun 100 kat daha fazla kuvvetli olduğunu ve 10−9 tesla civarında olduğunu göstermektedir. Manyetohidrodinamik (MHD) kuram manyetik alan içindeki iletken bir akışkanın (örneğin gezegenlerarası ortam) yine manyetik alan yaratan elektrik akımları indüklediğini söyler, dolayısıyla bir MHD dinamo gibi hareket eder.

Yaşam döngüsü

Güneş'in yıldız gelişimi bilgisayar modellemesi ve nükleokozmokronoloji yöntemleri kullanılarak ana dizi üzerinde hesaplanan yaşının 4,57 milyar yıl olduğu düşünülmektedir.Hidrojen moleküler bulutun hızla kendi içine çökmesi sonucu üçüncü nesil, Popülasyon I, T Tauri yıldızı olan Güneş'in doğduğu düşünülmektedir. Bu doğan yıldızın Samanyolu gök adasının çekirdeğinden 26.000 ışık yılı uzakta hemen hemen dairesel bir yörüngeye girdiği varsayılmaktadır.

Yıldız ana dizi üzerinde yıldız evrimi aşamasının yarı yolundadır. Bu aşamada çekirdekte oluşan nükleer füzyon reaksiyonları hidrojeni helyuma dönüştürür. Her saniye Güneş'in çekirdeğinde 4 milyon ton madde enerjiye çevrilir ve ortaya nötrinolarla radyasyon çıkar. Bu hızla günümüze kadar 100 Dünya kütlesi kadar madde enerjiye çevrilmiştir. Güneş yaklaşık olarak 10 milyar yıl ana kol yıldızı olarak yaşamına devam edecektir.

Güneş süpernova olarak patlayacak kadar fazla kütleye sahip değildir. Bunun yerine 5-6 milyar yıl içinde kırmızı dev aşamasına girecektir. Çekirdekte bulunan hidrojen yakıtı tükendikçe dış katmanları genişleyecek, çekirdeği büzüşerek ısınacaktır. Çekirdek sıcaklığı 100 MK civarına ulaştığında helyum füzyonu tetiklenecek ve karbon ile oksijen üretmeye başlayacaktır. Böylece 7,8 milyar yıl içinde gezegen bulutsu aşamasının dev koluna girerek iç sıcaklığında oluşan kararsızlıklar nedeniyle yüzeyinden kütle kaybetmeye başlayacaktır. Güneş'in dış katmanlarının genişleyerek Dünya'nın yörüngesinin bulunduğu noktaya kadar gelmesi olasıdır ancak son zamanlarda yapılan araştırmalar, Güneş'ten kırmızı dev aşamasının başlarında kaybolan kütle nedeniyle Dünya'nın yörüngesinin daha uzaklaşacağını, dolayısıyla da Güneş'in dış katmanları tarafından yutulmayacağını önermektedir. Ancak Dünya'nın üstündeki suyun tamamı kaynayacak ve atmosferinin çoğu uzaya kaçacaktır. Bu dönemde oluşan Güneş sıcaklıklarının sonucunda 900 milyon yıl sonra Dünya yüzeyi bildiğimiz yaşamı destekleyemeyecek kadar ısınacaktır. Birkaç milyar yıl sonra da yüzeyde bulunan su tamamen yok olacaktır.

Kırmızı dev aşamasının ardından yoğun termal titreşimler Güneş'in dış katmanlarından kurtularak bir gezegensel bulutsu oluşturmasına neden olacaktır. Geride kalan tek cisim aşırı derecede sıcak olan yıldız çekirdeği olacaktır. Bu çekirdek milyarlarca yıl boyunca yavaş yavaş soğuyup beyaz cüce olarak yok olacaktır. Bu yıldız evrimi senaryosu düşük ve orta kütleli yıldızların tipik gelişim senaryosudur.

Güneş gözleminin tarihçesi

İlk çağlarda Güneş

image
İskandinav Bronz Çağ mitolojisinin önemli bir parçası olduğuna inanılan, bir at tarafından çekilen Trundholm Güneş arabası heykeli.
image
Megrelya'da bulunan bir Güneş diski, MÖ 8 veya 7. yüzyıl

Gökyüzü'nde bulunan parlak bir disk olan Güneş, ufuğun üzerindeyken gün, ortada yokken de gece olur kavrayışı İnsanoğlu'nun Güneş hakkındaki en temel görüşüdür. Tarihöncesi ve antik çağ dönemi kültürlerde Güneş'in bir tanrı olduğuna ya da diğer doğaüstü olaylara neden olduğuna inanılırdı. Güney Amerika'daki İnka ve günümüz Meksika'sındaki Aztek uygarlıklarının merkezinde Güneş'e tapınma bulunmaktadır. Birçok antik anıt Güneş ile ilgili fenomenlere göre yapılmıştır. Örneğin taş megalitler oldukça doğru bir şekilde gündönümünü işaret eder. En tanınmış megalitler Nabta Playa, Mısır, İngiltere'de Stonehenge'dedir. Meksika'da Chichén Itzá'da bulunan El Castillo piramidi, ilkbahar ve sonbahar ekinokslarında merdivenlerden yukarı yılanların çıktığını gösteren gölgeler verecek şekilde tasarlanmıştır. Sabit yıldızlara göre Güneş tutulum boyunca zodyaktan geçerek bir yıl içinde tam tur atıyormuş gibi görünür, dolayısıyla da Yunan gök bilimciler tarafından yedi gezegenden biri olarak sayılırdı. Haftanın günlerine de bu yedi gezegenin adı verilmiştir.

Bilimsel bakışla Güneş

Güneş hakkında ilk bilimsel açıklamayı yapan insanlardan birisi Yunan filozof Anaxagoras Güneş'in tanrı Helios'un arabası olmadığını Peloponnez'den bile büyük devasa yanan bir metal top olduğunu söylemiştir. Bu düşünce iktidardakiler tarafından sapkın olarak görülmüş, Anaxagoras bu düşünceyi öğretme girişimleri sebebiyle tutuklanmış ve ölüm cezasına çarptırılmıştır ancak Perikles'in araya girmesiyle daha sonra serbest bırakılmıştır. Dünya ile Güneş arasındaki uzaklığı tam olarak ilk hesaplayan insan 3. yüzyılda Eratosthenes olmuştur. Bulduğu 149 milyon km uzaklık günümüzde kabul edilen uzaklık ile aynıdır.

Gezegenlerin Güneş'in etrafında döndüğü kuramı Yunan Samoslu Aristarchus ve Hintler tarafından önerilmiştir. Bu görüş 16. yüzyılda Mikolaj Kopernik tarafından tekrar ele alınmıştır. 17. yüzyılın başında teleskobun bulunuşuyla Güneş lekeleri Thomas Harriot, Galileo Galilei ve diğer gök bilimcileri tarafından detaylı olarak gözlemlenebilmiştir. Galileo, Güneş lekelerinin Batı uygarlığında bilinen ilk gözlemlerini yapmış ve bunların Güneş ile Dünya arasında dolaşan küçük gökcisimleri olmadığını aksine Güneş'in yüzeyinde olduğunu varsaymıştır. Güneş lekeleri Han hanedanından beri gözlemlenmekte ve Çinli gök bilimciler tarafından yüzyıllardır kayıtları tutulmaktaydı. 1672'de Giovanni Cassini ve Jean Richer mars olan uzaklığı belirledi, dolayısıyla da Güneş'e olan uzaklığı hesap edebildiler. Isaac Newton bir prizma kullanarak gün ışığını inceledi ve ışığın birçok renkten oluştuğunu gösterdi. 1800'de William Herschel Güneş tayfının kırmızı bölümünün ötesinde kızılötesi ışımayı keşfetti. 1800'lerde Güneş'in spektroskopik incelenmesinde ilerlemeler kaydedilmiştir. Joseph von Fraunhofer tayf üstünde soğurma çizgilerinin ilk gözlemlerini gerçekleştirmiştir. Tayf üzerindeki en kuvvetli soğurma çizgilerinin adı günümüzde Fraunhofer çizgileri olarak bilinir. Güneş'ten gelen ışığı tayfı genişletildiğinde kayıp birçok renk bulunabilir.

Modern bilimsel dönemin başlarında Güneş enerjisinin kaynağı hâlâ bir bilmeceydi. Lord Kelvin, Güneş'in içerisinde barındırdığı ısıyı ışıyan, soğuyan sıvı bir nesne olduğunu önerdi. Kelvin ve Hermann von Helmholtz daha sonra enerji çıktısını açıklamak için Kelvin-Helmholtz işleyişini önerdi. Ortaya çıkan yaş tahmini jeolojik kanıtların önerdiği birkaç milyon yıldan çok daha az olan 20 milyon yıl kadardı. 1890'da Güneş tayfında helyumu keşfeden Joseph Norman Lockyer, Güneş'in oluşumu ve gelişimi için kuyruklu yıldızlara dayanan bir varsayım öne sürdü.

1904 yılına kadar kanıtlanmış bir çözüm getirilemedi. Ernest Rutherford Güneş'in enerji çıktısının iç ısı kaynağıyla devam ettirilebileceğini ve bunun da radyoaktif bozulma olabileceğini önerdi. Ancak Güneş enerjisinin kaynağı hakkındaki en önemli ipucunu sağlayan kişi ünlü kütle-enerji denkliği bağıntısı E = mc² ile Albert Einstein olmuştur.

1920'de Arthur Eddington Güneş'in çekirdeğinde bulunan basınç ve sıcaklıkların hidrojeni helyuma dönüştürecek bir nükleer füzyon tepkimesi için yeterli olduğunu, kütledeki net değişiklikten de enerji oluşacağını önermiştir. Güneş'te bulunan hidrojenin baskınlığı 1925 yılında Cecilia Payne-Gaposchkin tarafından doğrulanmıştır. Kuramsal füzyon kavramı 1930'larda astrofizikçiler Subrahmanyan Chandrasekhar ve Hans Bethe tarafından geliştirilmiştir. Hans Bethe, Güneş'in enerjisini sağlayan iki ana nükleer tepkimeyi hesaplamıştır.

1957 yeni ufuklar açan, "Yıldızlarda Elementlerin Sentezi" başlıklı bir bilimsel makale Margaret Burbridge tarafından yayımlandı Makale evrende bulunan elementlerin Güneş gibi yıldızların içinde sentezlendiğini kanıtlarıyla gösterdi. Bu açıklamalar günümüzde bilimin önemli ilerlemelerinden biri olarak sayılmaktadır.

Güneş uzay görevleri

image
Güneş, bazı yıldızlar ve gezegenlerin büyüklük karşılaştırması

Güneş'i gözlemlemek için tasarlanmış ilk uydular NASA'nın 1959 ile 1968 yılları arasında fırlatılan Pioneer 5, 6, 7, 8 ve 9 uzay sondalarıdır. Bu sondalar, Dünya'nınkine benzer bir uzaklıkta Güneş'in yörüngesinde kaldılar ve Güneş rüzgârı ile Güneş manyetik alanının ilk detaylı ölçümlerini gerçekleştirdiler. Pioneer 9, özellikle uzun bir zaman çalışır durumda kaldı ve 1987'ye kadar veri göndermeye devam etti.

1970'lerde uzay sondası ve Skylab Apollo Teleskobu bilim insanlarına Güneş rüzgârı ve korona hakkında yeni bilgiler sağladılar. ABD - Almanya ortak girişimi olan Helios 1 uzay sondası, günberi rotasında Merkür'ün yörüngesine giren bir yörüngedeydi. NASA tarafından 1973'te fırlatılan Skylab uzay istasyonunun içinde Apollo Teleskobu denen bir Güneş gözlem modülü de bulunmaktaydı. Skylab Güneş geçiş bölgesinin ve koronanın morötesi ışınımının ilk zamanlamalı gözlemlerini gerçekleştirdi. Buluşlar arasında koronodan kütle fırlatılması ve şimdilerde Güneş rüzgârıyla yakın ilişkisi olduğu bilinen korona delikleri olmuştur.

1980'de NASA tarafından Solar Maksimum uzay uydusu fırlatıldı. Bu uzay aracı yüksek Güneş etkinliği sırasında Güneş püskürtülerinde ortaya çıkan gamma ışını, X ışını ve UV ışımasını gözlemlemek için tasarlanmıştı. Ancak fırlatmadan bir iki ay sonra bir elektronik hata sonucu sonda bekleme moduna girdi ve sonraki üç yılını bu şekilde geçirdi. 1984 yılında uzay mekiği Challenger STS-41C görevi uyduyu bularak onardı. Haziran 1989'da Dünya atmosferine girene kadar Solar Maximum sondası binlerce korona görseli çekebildi.

Japonya'nın 1991'de fırlatılan Yohkoh (Günışığı) uydusu X ışını dalgaboyunda Güneş püskürtülerini gözlemledi. Sondadan gelen veriler sayesinde bilim insanları değişik tipte Güneş püskürtülerini tanımlayabildiler. Ayrıca doruk etkinlik bmlgelerinden uzakta olan koronanın da eskiden düşünüldüğünün aksine daha dinamik ve etkin olduğu ortaya çıkarıldı. Yohkoh tam bir Güneş döngüsünü gözlemledi ancak 2001'de Güneş tutulması sırasında bekleme moduna girdi ve Güneş ile olan bağlantısını yitirdi. 2005 yılında atmosfere yeniden girerken yok oldu.

Günümüze kadar en önemli Güneş uzay görevlerinden biri Avrupa Uzay Ajansı ile NASA ortak projesi olan ve 2 Aralık 1995'te fırlatılan SOHO (Solar and Heliospheric Observatory) görevidir. Başlangıcında iki yıllık bir görev için planlanan SOHO 2007 itibarıyla on yılı aşkın bir süre etkinlik göstermiştir. Çok yararlı olduğunu kanıtlamasından 2008'de fırlatılacak devam görevi Solar Dynamics Observatory planlanmıştır. Dünya ile Güneş arasında Lagrange noktasına yerleştirilen SOHO fırlatıldığından beri değişik dalgaboylarında Güneş'in görüntüsünü sürekli olarak iletmektedir. Doğrudan Güneş'i gözlemleyebilmesinin yanı sıra SOHO özellikle Güneş'in yanından geçerken yanan birçok küçük kuyruklu yıldız dahil birçok kuyruklu yıldızın keşfine yaradı.

image
Güneş'in güney kutbu. STEREO Güneş gözlem misyonu tarafından çekilmiştir. Görselin sağ alt kısmında fırlatılan madde görünüyor.

Tüm bu uydular Güneş'i tutulum düzlemi üzerinden gözlemlemiştir, yani yalnızca ekvator bölgelerinin detayları mevcuttur. 1990 yılında Güneş'in kutup bölgelerini incelemek için Ulysses uzay sondası fırlatıldı. Önce Jüpiter'e kadar giderek burada 'sapan' etkisinden faydalanarak tutulum düzleminin üstünde bir yörüngeye oturdu. Tesadüfen çok yakından 1994 yılında Shoemaker-Levy 9 kuyruklu yıldızının Jüpiter ile çarpışmasını izleyebildi. Ulysses planlanan yörüngesine girdikten sonra Güneş rüzgârını gözlemlemeye ve yüksek enlemlerde manyetik alan kuvvetini belirlemeye başladı. Yüksek enlemlerden çıkan Güneş rüzgârının beklenenden daha düşük olarak 750 km/s hızla hareket ettiğini buldu. Ayrıca yüksek enlemlerden çıkan, galaktik kozmik ışınlar saçan büyük manyetik dalgaların varlığını keşfetti.

Işık kürede bulunan elementlerin bolluğu gün ışığı tayflarından çok iyi bilinmektedir ancak Güneş'in içinin bileşimi çok iyi anlaşılamamıştır. Bir Güneş rüzgârı örnek getirme görevi için kullanılan Genesis uzay aracı, gök bilimcilerinin Güneş maddesi bileşimini doğrudan ölçebilmesi için tasarlanmıştı. Genesis 2004 yılında Dünya'ya döndü ancak iniş sırasında paraşütlerinden biri açılmadığı için zarar gördü. Aşırı derecede zarara rağmen bazı işe yarar örnekler ele geçirildi ve analizleri devam etmektedir.

STEREO (The Solar Terrestrial Relations Observatory) görevi Ekim 2006'da fırlatılmıştır. İki eşlenik uzay aracı Güneş'in ve koronadan kütle fırlatımı gibi olayların stereoskopik fotoğrafını çekebilecek şekilde yörüngeye sokulmuşlardır.

Güneş gözlemi ve göze gelen zararlar

Günışığı çok parlaktır ve çıplak gözle kısa süreler için Güneş'e bakmak acı verici olabilir ama özel olarak normal gözler için zararlı değildir. Güneş'e doğrudan bakıldığında gözde yıldız gibi parlamalar oluşur ve geçici olarak yarı körlüğe sebep olur. Aynı zamanda retinaya 4 milliwatt gün ışığı düşmesine, böylece retinanın hafifçe ısınarak, potansiyel olarak gözlerin zarar görmesine neden olur.UV ışınlarına maruz kalma sonucu aşamalı olarak gözün lensi yıllar sonra sararır ve katarakt oluşumuna neden olabilir. Doğrudan Güneş'e bakıldığında yaklaşık 100 dakika sonra UV kaynaklı Güneş yanığı benzeri lezyonlar retina üzerinde oluşur, özellikle morötesi ışınlar yoğun ise. Gözler yaşlı ise durum daha da kötüleşir, çünkü yaşlanan gözlerden daha fazla UV'den etkilenir.

Güneş'i dürbün gibi ışığı yoğunlaştıran optik cihazlarla izlemek eğer UV ışınları filtre edecek uygun bir filtre yoksa çok zararlıdır. Filtresiz dürbünler çıplak gözün aldığından 500 kat daha fazla enerjinin retinaya gelmesini sağlayacağından retina hücrelerinin hemen ölmesine neden olur. Öğlen güneşine filtresiz dürbünle çok kısa bir süre bakmak bile kalıcı körlüğe neden olur. Güneş'i izlemenin güvenli bir yolu teleskop kullanarak görüntüsünü bir ekrana yansıtmaktır.

Kısmî Güneş tutulmalarını izlemek zararlıdır, çünkü göz bebekleri aşırı yüksek kontrasta uyumlu değildir. Göz bebeği ortamda bulunan toplam ışık miktarına göre genişler, ortamda bulunan en parlak nesneye göre değil. Kısmî tutulmalarda gün ışığının çoğunluğu Güneş'in önünden geçen Ay tarafından engellenir ama ışık kürenin örtülmemiş kısımlarının yüzey parlaklığı normal günlerdeki ile aynıdır. Ortamın loş olması nedeniyle göz bebeği ~2 mm'den ~6 mm'ye büyür ve gün ışığına maruz kalan her retina hücresi tutulmayan normalin on katı ışık alacaktır. Bu gözlemcinin gözünde kalıcı kör noktalara neden olacak şekilde hücreleri öldürebilir ya da hücrelere zarar verebilir. Hemen acı oluşmadığı için tecrübesiz gözlemciler ve çocuklar bu zararın farkına varamaz, bir kişinin görüşünün bozulması hemen fark edilmez.

Gün doğumu ve gün batımı esnasında gün ışığı Rayleigh saçılımı ve Mie saçılımı nedeniyle azalır. Dünya atmosferinden geçerken aldığı uzun yol nedeniyle çıplak gözle rahat bir şekilde seyredilebilecek kadar sönüktür. Pus, duman, toz ve yüksek nem ışığın azalmasına yardımcı olur.

Güneş'i izlemek için kullanılan ışık azaltıcı filtreler bu nedenle tasarlanır. Uydurularak yapılan filtreler UV ve IR ışınları geçirebilir dolayısıyla yüksek parlaklık düzeylerinde göze zararlı olabilir. Teleskoplarda kullanılan filtreler lensin ya da açıklığın üzerinde olmalı ama oküler mercekte olmamalıdır. Çünkü emilen gün ışığından kaynaklanan aşırı ısı bu filtrelerin aniden çatlamasına neden olabilir. 14 numaralı kaynak camı kabul edilebilir bir Güneş filtresidir ama negatif siyah fotoğraf filmi değildir çünkü çok fazla kızılötesi ışını geçirir.

Notlar

  1. ^ Astronomi bilimlerinde, "ağır elementler" (veya "metaller") terimi hidrojen ve helyum dışındaki tüm kimyasal elementleri ifade eder.
  2. ^ Hidrotermal baca toplulukları denizin o kadar derinlerinde yaşarlar ki güneş ışığına erişimleri yoktur. Bakteriler bunun yerine kemosentez yoluyla enerji kaynağı olarak sülfür bileşiklerini kullanırlar.
  3. ^ Saat yönünün tersi aynı zamanda Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin Güneş etrafındaki dönüş yönüdür ve çoğu cisim için eksenel dönüş yönüdür.
Kaynak hatası: <references> üzerinde tanımlanan "particle density" adındaki <ref> etiketi önceki metinde kullanılmıyor. (Bkz: )

Ayrıca bakınız

  • Güneş Sistemi
  • Yıldız
  • Kurguda Güneş

Kaynakça

  1. ^ "Sol." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  2. ^ "Opportunity's View, Sol 959 (Vertical)". NASA. 15 Kasım 2006. 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ağustos 2007. 
  3. ^ . UK English Dictionary. Oxford University Press. 27 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ "solar." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  5. ^ Little, William; Fowler, H. W.; Coulson, J. (1955). "Sol". Oxford Universal Dictionary on Historical Principles (3. bas.). ASIN B000QS3QVQ. 
  6. ^ Pitjeva, E. V.; Standish, E. M. (2009). "Proposals for the masses of the three largest asteroids, the Moon–Dünya mass ratio and the Astronomical Unit". Celestial Mechanics and Dynamical Astronomy (İngilizce). 103 (4): 365-372. Bibcode:2009CeMDA.103..365P. doi:10.1007/s10569-009-9203-8. ISSN 1572-9478. 9 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Temmuz 2019. 
  7. ^ a b c d e f g h i j k l m n o Williams, D. R. (1 Temmuz 2013). "Sun Fact Sheet". NASA Goddard Space Flight Center. 15 Haziran 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2013. 
  8. ^ Zombeck, Martin V. (1990). Handbook of Space Astronomy and Astrophysics 2nd edition. Cambridge University Press. 3 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Ocak 2016. 
  9. ^ Asplund, M.; Grevesse, N.; Sauval, A. J. (2006). "The new solar abundances – Part I: the observations". Communications in Asteroseismology. 147: 76-79. Bibcode:2006CoAst.147...76A. doi:10.1553/cia147s76. 
  10. ^ . NASA. 27 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ekim 2010. 
  11. ^ Francis, Charles; Anderson, Erik (June 2014). "Two estimates of the distance to the Galactic Centre". . 441 (2): 1105-1114. arXiv:1309.2629 $2. Bibcode:2014MNRAS.441.1105F. doi:10.1093/mnras/stu631. 
  12. ^ Hinshaw, G.; Weiland, J. L.; Hill, R. S.; Odegard, N.; Larson, D.; Bennett, C. L.; Dunkley, J.; Gold, B.; Greason, M. R.; Jarosik, N.; Komatsu, E.; Nolta, M. R.; Page, L.; Spergel, D. N.; Wollack, E.; Halpern, M.; Kogut, A.; Limon, M.; Meyer, S. S.; Tucker, G. S.; Wright, E. L. (2009). "Five-year Wilkinson Microwave Anisotropy Probe observations: veri processing, sky maps, and basic results". . 180 (2): 225-245. arXiv:0803.0732 $2. Bibcode:2009ApJS..180..225H. doi:10.1088/0067-0049/180/2/225. 
  13. ^ a b c d e f . NASA. 2 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  14. ^ A bot will complete this citation soon. Click here to jump the queue arXiv:1510.07674.
  15. ^ Emilio, Marcelo; Kuhn, Jeff R.; Bush, Rock I.; Scholl, Isabelle F. (2012), "Measuring the Solar Radius from Space during the 2003 and 2006 Mercury Transits", The Astrophysical Journal, 750 (2), s. 135, arXiv:1203.4898 $2, Bibcode:2012ApJ...750..135E, doi:10.1088/0004-637X/750/2/135 
  16. ^ Bonanno, A.; Schlattl, H.; Paternò, L. (2002). "The age of the Sun and the relativistic corrections in the EOS". . 390 (3): 1115-1118. arXiv:astro-ph/0204331 $2. Bibcode:2002A&A...390.1115B. doi:10.1051/0004-6361:20020749. 
  17. ^ Connelly, J. N.; Bizzarro, M.; Krot, A. N.; Nordlund, Å.; Wielandt, D.; Ivanova, M. A. (2 Kasım 2012). "The Absolute Chronology and Thermal Processing of Solids in the Solar Protoplanetary Disk". Science. 338 (6107): 651-655. Bibcode:2012Sci...338..651C. doi:10.1126/science.1226919. (PMID) 23118187. 
  18. ^ Gray, David F. (November 1992). "The Inferred Color Index of the Sun". Publications of the Astronomical Society of the Pacific. 104 (681): 1035-1038. Bibcode:1992PASP..104.1035G. doi:10.1086/133086. 
  19. ^ "The Sun's Vital Statistics". Stanford Solar Center. 14 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2008.  Citing Eddy, J. (1979). A New Sun: The Solar Results From Skylab. NASA. s. 37. NASA SP-402. 30 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Temmuz 2017. 
  20. ^ . Nişanyan Sözlük. 26 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  21. ^ . Nişanyan Sözlük. 22 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  22. ^ Barnhart, R.K. (1995). The Barnhart Concise Dictionary of Etymology. HarperCollins. s. 776. ISBN . 
  23. ^ (2003). A Handbook of Germanic Etymology. Leiden: Brill Publishers. s. 41. ISBN  – Internet Archive vasıtasıyla. 
  24. ^ Orel - A handbook of germanic etymology (Çekçe). 
  25. ^ Woolfson, M. (2000). (PDF). . 41 (1). s. 12. Bibcode:2000A&G....41a..12W. doi:10.1046/j.1468-4004.2000.00012.x. 11 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2020. 
  26. ^ Than, K. (2006). "Astronomers Had it Wrong: Most Stars are Single". Space.com. 21 Aralık 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ağustos 2007. 
  27. ^ Lada, C. J. (2006). "Stellar multiplicity and the initial mass function: Most stars are single". . 640 (1). ss. L63-L66. arXiv:astro-ph/0601375 $2. Bibcode:2006ApJ...640L..63L. doi:10.1086/503158. 
  28. ^ Robles, José A.; Lineweaver, Charles H.; Grether, Daniel; Flynn, Chris; Egan, Chas A.; Pracy, Michael B.; Holmberg, Johan; Gardner, Esko (Eylül 2008). "A Comprehensive Comparison of the Sun to Other Stars: Searching for Self-Selection Effects". The Astrophysical Journal. 684 (1). ss. 691-706. arXiv:0805.2962 $2. Bibcode:2008ApJ...684..691R. doi:10.1086/589985. hdl:1885/34434. 24 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2024. 
  29. ^ a b Zeilik, M. A.; Gregory, S. A. (1998). Introductory Astronomy & Astrophysics. 4th. Saunders College Publishing. s. 322. ISBN . 
  30. ^ Connelly, James N.; Bizzarro, Martin; Krot, Alexander N.; Nordlund, Åke; Wielandt, Daniel; Ivanova, Marina A. (2 Kasım 2012). "The Absolute Chronology and Thermal Processing of Solids in the Solar Protoplanetary Disk". Science. 338 (6107). ss. 651-655. Bibcode:2012Sci...338..651C. doi:10.1126/science.1226919. (PMID) 23118187. 
  31. ^ Falk, S. W.; Lattmer, J. M.; Margolis, S. H. (1977). "Are supernovae sources of presolar grains?". Nature. 270 (5639). ss. 700-701. Bibcode:1977Natur.270..700F. doi:10.1038/270700a0. 
  32. ^ Burton, W. B. (1986). "Stellar parameters". . 43 (3–4). ss. 244-250. doi:10.1007/BF00190626. 
  33. ^ Bessell, M. S.; Castelli, F.; Plez, B. (1998). "Model atmospheres broad-band colors, bolometric corrections and temperature calibrations for O–M stars". . Cilt 333. ss. 231-250. Bibcode:1998A&A...333..231B. 
  34. ^ ; ve diğerleri. (1991). "HR 2491". Bright Star Catalogue. 5th Revised. . Bibcode:1991bsc..book.....H. 2 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  35. ^ "Equinoxes, Solstices, Perihelion, and Aphelion, 2000–2020". . 31 Ocak 2008. 13 Ekim 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Temmuz 2009. 
  36. ^ Cain, Fraser (15 Nisan 2013). "How long does it take sunlight to reach the Earth?". phys.org (İngilizce). 2 Mart 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2022. 
  37. ^ "The Sun's Energy: An Essential Part of the Earth System". Center for Science Education. 24 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2024. 
  38. ^ "The Sun's Influence on Climate" (İngilizce). Princeton University Press. 23 Haziran 2015. 24 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2024. 
  39. ^ Beer, J.; McCracken, K.; von Steiger, R. (2012). Cosmogenic Radionuclides: Theory and Applications in the Terrestrial and Space Environments. . s. 41. ISBN . 9 Haziran 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  40. ^ Phillips, K. J. H. (1995). Guide to the Sun. Cambridge University Press. s. 73. ISBN . 9 Haziran 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  41. ^ Godier, S.; Rozelot, J.-P. (2000). (PDF). . Cilt 355. ss. 365-374. Bibcode:2000A&A...355..365G. 10 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2006.  Geçersiz |ölü-url=ölü ()
  42. ^ Phillips, Tony (2 Ekim 2008). . NASA Science. 29 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mart 2011. 
  43. ^ Phillips, Tony (6 Şubat 2011). . NASA. 8 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mart 2011. 
  44. ^ Jones, G. (16 Ağustos 2012). "Sun is the most perfect sphere ever observed in nature". The Guardian. 3 Mart 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2013. 
  45. ^ Schutz, B. F. (2003). Gravity from the ground up. Cambridge University Press. ss. 98-99. ISBN . 9 Haziran 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  46. ^ Phillips, K. J. H. (1995). Guide to the Sun. Cambridge University Press. ss. 78-79. ISBN . 9 Haziran 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  47. ^ "The Anticlockwise Solar System". Australian Space Academy. 7 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Temmuz 2020. 
  48. ^ Guinan, Edward F.; Engle, Scott G. (June 2009). The Sun in time: age, rotation, and magnetic activity of the Sun and solar-type stars and effects on hosted planets. The Ages of Stars, Proceedings of the International Astronomical Union, IAU Symposium. 258. ss. 395-408. arXiv:0903.4148 $2. Bibcode:2009IAUS..258..395G. doi:10.1017/S1743921309032050. 
  49. ^ Pantolmos, George; Matt, Sean P. (November 2017). "Magnetic Braking of Sun-like and Low-mass Stars: Dependence on Coronal Temperature". The Astrophysical Journal. 849 (2). id. 83. arXiv:1710.01340 $2. Bibcode:2017ApJ...849...83P. doi:10.3847/1538-4357/aa9061. 
  50. ^ Fossat, E.; Boumier, P.; Corbard, T.; Provost, J.; Salabert, D.; Schmider, F. X.; Gabriel, A. H.; Grec, G.; Renaud, C.; Robillot, J. M.; Roca-Cortés, T.; Turck-Chièze, S.; Ulrich, R. K.; Lazrek, M. (August 2017). "Asymptotic g modes: Evidence for a rapid rotation of the solar core". Astronomy & Astrophysics. Cilt 604. id. A40. arXiv:1708.00259 $2. Bibcode:2017A&A...604A..40F. doi:10.1051/0004-6361/201730460. 
  51. ^ Darling, Susannah (1 Ağustos 2017). "ESA, NASA's SOHO Reveals Rapidly Rotating Solar Core". NASA. 1 Haziran 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 
  52. ^ a b (10 Temmuz 2003). (PDF). The Astrophysical Journal. 591 (2). ss. 1220-1247. Bibcode:2003ApJ...591.1220L. CiteSeerX 10.1.1.666.9351 $2. doi:10.1086/375492. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2015.  Geçersiz |ölü-url=ölü () (2003). "Abundances and Condensation Temperatures of the Elements" (PDF). . 38 (suppl). s. 5272. Bibcode:2003M&PSA..38.5272L. 13 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 3 Ağustos 2008. 
  53. ^ Hansen, C. J.; Kawaler, S. A.; Trimble, V. (2004). Stellar Interiors: Physical Principles, Structure, and Evolution. 2nd. . ss. 19-20. ISBN . 
  54. ^ Aller, L. H. (1968). "The chemical composition of the Sun and the solar system". Proceedings of the Astronomical Society of Australia. 1 (4). s. 133. Bibcode:1968PASA....1..133A. doi:10.1017/S1323358000011048. 
  55. ^ Nicolas Grevesse 1968, Solar abundances of lithium, beryllium and boron, Solar Physics Journal, Volume 5, Number 2 / October, 1968, DOI 10.1007/BF00147963, pp 159-180, Springer Netherlands, ISSN 0038-0938 (Print) ISSN 1573-093X (Online), http://www.springerlink.com/content/l37qghqnm7345247/ []
  56. ^ Bahcall John N., Basu Sarbani, Sereneli Aldo M. 2005: What Is the Neon Abundance of the Sun?, The Astrophysical Journal, 631:1281–1285, 2005 October 1, DOI: 10.1086/431926, The American Astronomical Society (USA), http://www.journals.uchicago.edu/doi/abs/10.1086/431926[]
  57. ^ Lebreton, Y. & Maeder, A. (1986), The evolution and helium content of the sun, Astronomy and Astrophysics (ISSN 0004-6361), vol. 161, no. 1, June 1986, p. 119-124., http://articles.adsabs.harvard.edu//full/1986A%26A...161..119L/0000119.000.html 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
  58. ^ a b c d e Biemont Emile, 1978: Abundances of singly-ionized elements of the iron group in the sun, Royal Astronomical Society, Monthly Notices, vol. 184, Sept. 1978, p. 683-694, http://adsabs.harvard.edu/abs/1978MNRAS.184..683B 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
  59. ^ Hansen, C. J.; Kawaler, S. A.; Trimble, V. (2004). Stellar Interiors: Physical Principles, Structure, and Evolution. 2nd. . § 9.2.3. ISBN . 
  60. ^ Noerdlinger, P. D., Diffusion of helium in the Sun, Astronomy and Astrophysics, vol. 57, no. 3, May 1977, p. 407-415, online: http://adsabs.harvard.edu/full/1977A&A....57..407N 3 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
  61. ^ Aller L. H. (1968): The chemical composition of the Sun and the solar system, Proceedings of the Astronomical Society of Australia, Vol. 1, p.133, http://adsabs.harvard.edu/full/1968PASAu...1..133A 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
  62. ^ Hansen, C. J.; Kawaler, S. A.; Trimble, V. (2004). Stellar Interiors: Physical Principles, Structure, and Evolution. 2nd. . ss. 77-78. ISBN . 
  63. ^ Iben, Icko Jnr. (November 1965). "Stellar Evolution. II. The Evolution of a 3 M☉ Star from the Main Sequence Through Core Helium Burning". Astrophysical Journal. Cilt 142. s. 1447. Bibcode:1965ApJ...142.1447I. doi:10.1086/148429. 
  64. ^ Basu, S.; Antia, H. M. (2008). "Helioseismology and Solar Abundances". Physics Reports. 457 (5–6). ss. 217-283. arXiv:0711.4590 $2. Bibcode:2008PhR...457..217B. doi:10.1016/j.physrep.2007.12.002. 
  65. ^ a b García, Rafael A.; Turck-Chièze, Sylvaine; Jiménez-Reyes, Sebastian J.; Ballot, Jérôme; Pallé, Pere L.; Eff-Darwich, Antonio; Mathur, Savita; Provost, Janine (15 Haziran 2007). "Tracking Solar Gravity Modes: The Dynamics of the Solar Core". Science (İngilizce). 316 (5831): 1591-1593. doi:10.1126/science.1140598. ISSN 0036-8075. 17 Ekim 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  66. ^ Basu, Sarbani; Chaplin, William J.; Elsworth, Yvonne; New, Roger; Serenelli, Aldo M. (2009). "Fresh insights on the structure of the solar core". The Astrophysical Journal. 699 (2). ss. 1403-1417. arXiv:0905.0651 $2. Bibcode:2009ApJ...699.1403B. doi:10.1088/0004-637X/699/2/1403. 
  67. ^ a b "NASA/Marshall Solar Physics". Marshall Space Flight Center. 18 Ocak 2007. 29 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Temmuz 2009. 
  68. ^ Broggini, Carlo (1 Ağustos 2003). Nuclear Processes at Solar Energy. eprint: arXiv:astro-ph/0308537. 7 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  69. ^ Goupil, M J; Lebreton, Y; Marques, J P; Samadi, R; Baudin, F (1 Ocak 2011). "Open issues in probing interiors of solar-like oscillating main sequence stars 1. From the Sun to nearly suns". Journal of Physics: Conference Series. 271: 012031. doi:10.1088/1742-6596/271/1/012031. ISSN 1742-6596. 
  70. ^ Agostini, M.; Altenmüller, K.; Appel, S.; Atroshchenko, V.; Bagdasarian, Z.; Basilico, D.; Bellini, G.; Benziger, J.; Biondi, R.; Bravo, D.; Caccianiga, B. (Kasım 2020). "Experimental evidence of neutrinos produced in the CNO fusion cycle in the Sun". Nature (İngilizce). 587 (7835): 577-582. doi:10.1038/s41586-020-2934-0. ISSN 1476-4687. 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  71. ^ Phillips, Kenneth J. H. (1995). Guide to the sun. 1. paperback ed., reprinted. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  72. ^ Zirker, Jack B. (2002). Journey from the center of the sun. Princeton, N.J: Princeton University Press. ISBN . 23 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  73. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Phillips1995-47 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  74. ^ Shu, F. H. (1982). The Physical Universe: An Introduction to Astronomy. University Science Books. s. 102. ISBN . 
  75. ^ . Cosmicopia. NASA. 2012. 3 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2017. 
  76. ^ Cohen, H. (9 Kasım 1998). "Table of temperatures, power densities, luminosities by radius in the Sun". Contemporary Physics Education Project. 29 Kasım 2001 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  77. ^ "Lazy Sun is less energetic than compost". Australian Broadcasting Corporation. 17 Nisan 2012. 6 Mart 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Şubat 2014. 
  78. ^ Haubold, H. J.; Mathai, A. M. (1 Ocak 1995). "Solar nuclear energy generation and the chlorine solar neutrino experiment". 320: 102-116. doi:10.1063/1.47009. 2 Ekim 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  79. ^ "Lecture 11 - Stellar Structure I: Hydrostatic Equilibrium (2/18/99)". www.aoc.nrao.edu. 12 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2024. 
  80. ^ a b c . World Book at NASA. NASA. 10 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2012. 
  81. ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; NASA13 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  82. ^ Tobias, S. M. (2005). "The solar tachocline: Formation, stability and its role in the solar dynamo". Soward, A. M. (Ed.). Fluid Dynamics and Dynamos in Astrophysics and Geophysics. CRC Press. ss. 193-235. ISBN . 29 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Ağustos 2020. 
  83. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; NASA14 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  84. ^ Gibson, Edward G. (1973). The Quiet Sun. NASA. 
  85. ^ Shu, Frank H. (1991). The Physics of Astrophysics. University Science Books. 
  86. ^ "Discovery of Helium". Solar and Magnetospheric MHD Theory Group. University of St Andrews. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  87. ^ De Pontieu, Bart (7 Aralık 2007). "Chromospheric Alfvénic Waves Strong Enough to Power the Solar Wind". Science. 318 (5856). ss. 1574 - 77. doi:10.1126/science.1151747. 7 Şubat 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Ocak 2008. 
  88. ^ European Space Agency (15 Mart 2005). "The Distortion of the Heliosphere: our Interstellar Magnetic Compass". 11 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  89. ^ . 22 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  90. ^ Lean, J. (1992). "Estimating the Sun's radiative output during the Maunder Minimum". Geophysical Research Letters. Cilt 19. ss. 1591-1594. 
  91. ^ . 28 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2019. 
  92. ^ Ehrlich, Robert (2007). "Solar Resonant Diffusion Waves as a Driver of Terrestrial Climate Change". Journal of Atmospheric and Solar-Terrestrial Physics. 10 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Şubat 2008. 
  93. ^ . New Scientist. Cilt 2588. 27 Ocak 2007. s. 12. 6 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2008. 
  94. ^ Haxton, W. C. (1995). "The Solar Neutrino Problem" (PDF). Annual Review of Astronomy and Astrophysics. Cilt 33. ss. 459-504. 
  95. ^ Schlattl, H. (2001). "Three-flavor oscillation solutions for the solar neutrino problem". Physical Review D. 64 (1). 
  96. ^ Alfvén, H. (1947). "Magneto-hydrodynamic waves, and the heating of the solar corona". Monthly Notices of the Royal Astronomical Society. Cilt 107. s. 211. 
  97. ^ Sturrock, P. A. (1981). "Coronal heating by stochastic magnetic pumping" (PDF). Astrophysical Journal. Cilt 246. s. 331. 1 Eylül 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 6 Şubat 2021. 
  98. ^ Parker, E. N. (1988). "Nanoflares and the solar X-ray corona" (PDF). Astrophysical Journal. Cilt 330. s. 474. 2 Eylül 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 6 Şubat 2021. 
  99. ^ Kasting, J. F. (1986). "Climatic Consequences of Very High Carbon Dioxide Levels in the Earth's Early Atmosphere". Science. Cilt 234. ss. 1383-1385. 
  100. ^ "The Mean Magnetic Field of the Sun". The Wilcox Solar Observatory. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ağustos 2007. 
  101. ^ Bonanno, A. (2002). "The age of the Sun and the relativistic corrections in the EOS" (PDF). Astronomy and Astrophysics. Cilt 390. ss. 1115-1118. 
  102. ^ a b Pogge, Richard W. (1997). "The Once and Future Sun" (lecture notes). New Vistas in Astronomy. The Ohio State University (Department of Astronomy). 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2005. 
  103. ^ Guillemot, H.; Greffoz, V. (Mart 2002). "Ce que sera la fin du monde". Science et Vie (Fransızca). Cilt N° 1014. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi ()
  104. ^ Carrington, Damian (21 Şubat 2000). "Date set for desert Earth". BBC News. 12 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Mart 2007. 
  105. ^ Sackmann, I.-Juliana (Kasım 1993). "Our Sun. III. Present and Future". Astrophysical Journal. Cilt 418. s. 457. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Şubat 2008. 
  106. ^ "Galileo Galilei (1564–1642)". BBC. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  107. ^ "Sir Isaac Newton (1643–1727)". BBC. 10 Mart 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  108. ^ . Cool Cosmos. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  109. ^ Thomson, Sir William (1862). "On the Age of the Sun's Heat". Macmillan's Magazine. Cilt 5. ss. 288-293. 25 Eylül 2006 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2008. 
  110. ^ Lockyer, Joseph Norman (1890). The meteoritic hypothesis; a statement of the results of a spectroscopic inquiry into the origin of cosmical systems. London and New York: Macmillan and Co. 18 Ocak 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2008. 
  111. ^ Darden, Lindley (1998). "The Nature of Scientific Inquiry". 17 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından . 
  112. ^ "Studying the stars, testing relativity: Sir Arthur Eddington". ESA Space Science. 15 Haziran 2005. 20 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ağustos 2007. 
  113. ^ Bethe, H. (1938). "On the Formation of Deuterons by Proton Combination". Physical Review. Cilt 54. ss. 862-862. 
  114. ^ Bethe, H. (1939). "Energy Production in Stars". Physical Review. Cilt 55. ss. 434-456. 
  115. ^ E. Margaret Burbidge; G. R. Burbidge; William A. Fowler; F. Hoyle (1957). "Synthesis of the Elements in Stars". Reviews of Modern Physics. 29 (4). ss. 547-650. 27 Şubat 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2008. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi ()
  116. ^ . Encyclopedia Astronautica. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  117. ^ St. Cyr, Chris (1998). . 15 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  118. ^ Japan Aerospace Exploration Agency (2005). . 10 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  119. ^ "SOHO Comets". Large Angle and Spectrometric Coronagraph Experiment (LASCO). U.S. Naval Research Laboratory. 25 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  120. ^ . NASA. 10 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 
  121. ^ T.J. White, M.A. Mainster, P.W. Wilson, and J.H.Tips (1971). "Chorioretinal temperature increases from solar observation". Bulletin of Mathematical Biophysics. Cilt 33. s. 1. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi ()
  122. ^ "M.O.M. Tso and F.G. La Piana (1975). "The Human Fovea After Sungazing". Transactions of the American Academy of Ophthalmology & Otolaryngology. Cilt 79. ss. OP-788. 
  123. ^ Hopeross, M. W. (1993). "Ultrastructural findings in solar retinopathy". Cilt 7. s. 29. 
  124. ^ Schatz, H. & Mendelbl, F. (1973). "Solar Retinopathy from Sun-Gazing Under Influence of LSD". Cilt 57 (4). British Journal of Ophthalmology. s. 270. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi ()
  125. ^ Chou, B. Ralph, MSc, OD (Nisan 1997). "Eye Safety During Solar Eclipses". NASA RP 1383: Total Solar Eclipse of 1999 August 11. s. 19. 16 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2008. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi ()
  126. ^ W.T. Ham Jr., H.A. Mueller, and D.H. Sliney. "Retinal sensitivity to damage from short wavelength light". Nature. Cilt 260. s. 153. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi ()
  127. ^ W.T. Ham Jr., H.A. Mueller, J.J. Ruffolo Jr., and D. Guerry III (1980). "Solar Retinopathy as a function of Wavelength: its Significance for Protective Eyewear". "The Effects of Constant Light on Visual Processes", edited by T.P. Williams and B.N. Baker. Plenum Press, New York. ss. 319-346. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi ()
  128. ^ Marsh, J. C. D. (1982). "Observing the Sun in Safety" (PDF). J. Brit. Ast. Assoc. Cilt 92. s. 6. 2 Eylül 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 6 Şubat 2021. 
  129. ^ Espenak, F. . NASA. 18 Şubat 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2006. 

wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar

Gunes Gunes Sistemi nin merkezinde yer alan bir yildizdir Cekirdegindeki nukleer fuzyon reaksiyonlari ile hale gelene kadar isinan 10 u morotesi olmak uzere esas olarak gorunur isik ve kizilotesi radyasyon olarak yuzeyinden enerji yayan oldukca buyuk ve sicak bir plazma kuresidir Dunya daki yasam icin acik ara en onemli enerji kaynagidir Gunes bircok kulturde kutsallik atfedilen bir nesne olmustur Antik caglardan beri icin merkezi bir konudur GunesGunes in seffaf bir araciligiyla cekilmis goruntusuAdlariGunes Sol HeliosSifatlarSolarGozlem verisiDunya dan ortalama uzaklik1 AU 149 600 000 km 93 000 000 mi 8 min 19 s isik hiziGorunur buyukluk 26 74 V Mutlak buyukluk4 83 V Tayfsal sinifG2VMetallikZ 0 0122Acisal cap0 527 0 545 Yorunge ozellikleriSamanyolu merkezinden ortalama uzaklik24 000 ila 28 000 isik yiliGalaktik periyot225 250 milyon yilHiz251 km s 156 mi s Galaktik merkez etrafinda yorungede 20 km s 12 mi s yakinlarda bulunan yildizlara goreceli olarak 370 km s 230 mi s Kozmik mikrodalga arka plan isinimina dogruEgiklik7 25 tutulum duzlemine 67 23 Galaktik duzleme Kuzey kutbunun sag acikligi286 13 286 7 48 Kuzey kutbunun dik acikligi 63 87 63 52 12 N Sideral donme suresi25 05 gun ekvator 34 4 gun kutuplar Ekvatoral donme hizi1 997 km sFiziksel ozelliklerEkvator yaricapi696 300 km 432 700 mi 109 Dunya yaricapiBasiklik0 00005Yuzey alani6 09 10 12 km2 2 35 10 12 sq mi 12 000 DunyaHacim1 412 1018 km31 300 000 DunyaKutle1 9885 1030 kg4 3839 1030 lb332 950 Dunya kutlesiOrtalama yogunluk1 408 g cm3 0 0509 lb cu in 0 255 DunyaYas4 6 milyar yilEkvatoral yuzey kutle cekimi274 m s2 900 ft s2 27 9 0 070Yuzey kacis hizi617 7 km s 55 DunyaSicaklik15 700 000 K merkez 5 772 K fotosfer 5 000 000 K Aydinlatma gucu3 828 1026 W3 75 1028 lm98 lm W verimlilikRenk B V 0 656Ortalama Radyans2 009 107 W m 2 sr 1Kutleye gore fotosfer bilesimi73 46 Hidrojen24 85 Helyum0 77 Oksijen0 29 Karbon0 16 Demir0 12 Neon0 09 Nitrojen0 07 Silikon0 05 Magnezyum0 04 Sulfur Gunes in Samanyolu galaksisinin merkezinin etrafinda bir donusunu yaklasik 225 250 milyon yilda bir tamamladigi ve merkeze gore yaklasik 24 000 ila 28 000 isik yili mesafede 828 000 km s hizda hareket etmekte oldugu bir yorungesi vardir Dunya ya olan mesafesi 1 AU 1 496 108 km yani yaklasik 8 isik dakikasidir Gunes yaklasik olarak Dunya nin capinin 109 katina 1 391 400 km hacminin 1 3 milyon katina 1 412 1012 km3 ve kutlesinin 332 9 bin katina 1 988 4 1024 kg sahiptir Orta buyuklukte bir yildiz olan Gunes tek basina Gunes Sistemi kutlesinin 99 86 sini olusturur Kutlesinin 74 u hidrojen 24 25 u ise helyumdan olusmakta olup kutlenin geri kalani daha agir olan demir nikel oksijen silikon kukurt magnezyum karbon neon kalsiyum ve krom gibi diger elementlerden olusur Gunes in yildiz sinifi G tipi Ana Kol Yildizi yani G2V dir Resmi olmayan adlandirmada esasinda beyaz renkli olmasina ragmen sari cuce olarak nitelenir Yaklasik 4 6 milyar yil once buyuk bir molekuler bulutun bir bolgesindeki maddenin kutlecekimsel olarak cokmesiyle olusmustur Bu maddenin cogu merkezde toplanirken geri kalani Gunes Sistemi ni olusturan yorungeli bir disk seklinde basiklasmistir Merkezi kutle o kadar sicak ve yogun hale gelmistir ki sonunda cekirdeginde nukleer fuzyonu baslatmistir Gunes in cekirdegi her bir saniyede yaklasik 600 milyar kilogram kg hidrojeni helyuma donusturmekte ve 4 milyar kg maddeyi enerjiye cevirmektedir Cok uzak bir gelecekte cekirdegindeki hidrojen fuzyonu artik hidrostatik dengede olamayacagi bir noktaya kadar azaldiginda Gunes in cekirdegindeki yogunluk ve sicaklikta belirgin bir artis yasanacak bu da dis katmanlarin genislemesine neden olarak sonunda Gunes i bir kirmizi deve donusturecektir Bu surec gunumuzden yaklasik bes milyar yil sonra Dunya yi yasanmaz hale getirecek kadar Gunes i buyutecektir Daha sonra Gunes dis katmanlarini dokecek ve yogun bir tur soguyan yildiz beyaz cuce haline gelecek ve artik fuzyon yoluyla enerji uretmeyecek ancak trilyonlarca yil boyunca onceki fuzyonundan kaynaklanan isiyi yaymaya ve parlamaya devam edecektir Ardindan da ihmal edilebilir duzeyde bir enerji yayan super yogun bir kara cuce haline gelecegi tahmin edilmektedir EtimolojiGunes kelimesi Orta Turkcede yer alan ve ayni anlama gelen kunes sozcugunden evirilmistir Bu kelime ise Eski Turkcede yer aldigi tahmin edilen ancak yazili ornegi bulunmayan gun isimak aydinlanmak anlamindaki kune sozune Is ekinin eklenmesiyle turetilmistir Sozcugun yer aldigi en eski kaynak 1310 yilindan onceye tarihlenen nin adli eseridir Sems gunes kelimesinin es anlamlisi olup Arapca sms kokunden gelen ve ayni anlama sahip sams شمس sozcugunden alintidir Bu sozcuk Aramice Suryanice ayni anlamdaki simsa ש מ ש א sozcugu ile es kokenlidir Bu sozcukler ise Akadca da yer alan ve ayni manaya gelen samsu samas sozcugu ile es kokenlidir Ingilizce sun sozcugu Eski Ingilizce sunne sozcugunden evrilmistir Bati Frizce sinne Felemenkce zon Asagi Almanca Sunn Standart Almanca Sonne Bavyeraca Sunna Eski Iskandinavca sunna ve Gotca sunnō gibi diger Cermen dillerinde de soydaslari bulunmaktadir Tum bu sozcukler koken olarak Proto Cermen dilindeki sunnōn dan gelmektedir Bu kelime Hint Avrupa dil ailesinin diger kollarindaki sun kelimesiyle iliskilidir ancak cogu durumda n deki genitif kok yerine l li nominatif bir kok bulunur Ornegin Latince sōl eski Yunanca ἥlios helios Galce haul ve Cekce slunce nin yani sira l gt r donusumu ile Sanskritce स वर svar ve Farsca خور xvar biciminde kullanilir Aslinda l koku Proto Cermence de de sōwelan olarak varligini surdurmus bu da Gotca sauil sunnō ile birlikte ve Eski Iskandinavca duzyazi sol siirsel sunna ile birlikte ve bunun araciligiyla modern Iskandinav dillerindeki gunes sozcuklerinin ortaya cikmasina neden olmustur Ornegin Isvecce ve Danca sol Izlandaca sol vs Genel ozellikleriGunes G tipi ana kol yildizi olup Gunes Sistemi nin kutlesinin yaklasik 99 86 sini olusturur Mutlak buyuklugu 4 83 tur ve Samanyolu ndaki yildizlarin yaklasik 85 inden daha parlaktir bu yildizlarin cogu kirmizi cucelerdir Gunes 7 parsek 23 isik yili icindeki yakin yildizlarin 95 inden daha kutlelidir Gunes Populasyon I veya agir element zengini bir yildizdir Yaklasik 4 6 milyar yil once bir veya daha fazla yakin supernovanin sok dalgalariyla olusumunun tetiklenmis olabilecegi tahmin edilmektedir Bu Gunes Sistemi ndeki altin ve uranyum gibi agir elementlerin bollugunun agir element fakiri olan Populasyon II yildizlarina kiyasla yuksek olmasindan cikarsanmaktadir Agir elementlerin muhtemelen bir supernova sirasinda endergonik nukleer reaksiyonlarla veya ikinci nesil buyuk bir yildizda notron emilimi yoluyla transmutasyonla ortaya cikmis olabilecegi dusunulmektedir Gunes Dunya nin gokyuzundeki en parlak cisim olup gorunur buyuklugu 26 74 tur Bu bir sonraki en parlak yildiz olan Sirius tan gorunur buyuklugu 1 46 yaklasik 13 milyar kat daha parlak oldugu anlamina gelmektedir Bir astronomik birim 150 milyon kilometre 93 milyon mil Gunes ile Dunya nin merkezleri arasindaki ortalama mesafe olarak tanimlanir Dunya gunberide 3 Ocak ile gunotede 4 Temmuz hareket ederken bu mesafe anlik olarak 2 5 milyon km veya 1 55 milyon mil kadar degisir Ortalama mesafede Gunes ten Dunya ya isigin ulasmasi yaklasik 8 dakika 20 saniye surer en yakin noktalar arasindaki mesafede bu sure yaklasik iki saniye daha azdir Bu gunes isiginin enerjisi Dunya daki hemen hemen tum yasami fotosentez yoluyla destekler ve Dunya nin iklimini ve hava durumunu belirler Gunes in belirgin bir siniri yoktur ancak fotosferin uzerindeki yukseklik arttikca yogunlugu ussel olarak azalir Olcum amaciyla Gunes in yaricapi merkezinden Gunes in gorunen yuzeyi olan fotosferin kenarina kadar olan mesafe olarak kabul edilir Bu olcume gore Gunes kutupsal capinin ekvatoral capindan sadece 10 kilometre 6 2 mi farkli oldugu tahmin edilen 9 milyonda bir duzeyindeki bir basiklikla neredeyse mukemmel bir kuredir Gezegenlerin gelgit etkisi zayiftir ve Gunes in seklini onemli olcude etkilemez Donusu Gunes kendi ekseni etrafinda kutup bolgesine oranla ekvator kisminda daha hizli donmektedir Bu farkli donus isi tasinimi nedeniyle konvektif hareket ve Gunes in donusu nedeniyle olusan Coriolis kuvveti kaynakli olarak meydana gelir Yildizlara gore tanimlanan bir referans cercevesinde ekvatorda donus suresi yaklasik 25 6 gun kutuplarda ise yaklasik 33 5 gundur Dunya dan bakildiginda Gunes in ekvatorundaki gorunen donus suresi yaklasik 28 gundur Gunes in kuzey kutbundan bakildiginda kendi ekseni etrafinda saat yonunun tersine doner Gunes benzerleri uzerinde yapilan bir arastirma erken donemde Gunes in bugun oldugundan on kat daha hizli dondugunu gostermektedir Bu yuzeyini cok daha aktif hale getirmis ve daha buyuk X isini ve UV emisyonlarina neden olmustur Yavaslamamis olsaydi Gunes lekeleri yuzeyin 5 30 unu kaplamis olurdu Donus hizi Gunes in manyetik alaninin disa akan gunes ruzgariyla etkilesime girmesi sonucu yoluyla yavaslamistir Bu hizli ilkel donusun bir kalintisi hala Gunes in cekirdeginde mevcut olup cekirdegin haftada bir kez dondugu yani ortalama yuzey donus hizinin dort kati yavas oldugu tespit edilmistir Kimyasal bilesimiGunes buyuk cogunlukla hidrojen ve helyum elementlerinden olusur Gunes in halihazirdaki yasam aninda bu elementler sirasiyla 74 9 ve 23 8 oraninda fotosferindeki kutlesini meydana getirmektedir Tum agir elementler yani metaller kutlesinin 2 sinden daha az bir kismini olusturmaktadir Bunlar arasinda oksijen kabaca 1 karbon 0 3 neon 0 2 ve demir 0 2 en bol bulunanlaridir Element bolluklari Bazi elementlerin karakteristik kutle oranlari soyledir Hidrojen 75 Helyum 24 Metaller 1 1968 yilinda Belcikali bir bilim insani lityum berilyum ve bor bolluklarinin onceden dusunuldugunden daha fazla oldugunu bulmustur 2005 yilinda uc bilim insani neon bollugunun onceden dusunuldugunden daha fazla olabilecegini helyosismolojik gozlemlere dayanarak onermislerdir 1986 ya kadar Gunes in helyum iceriginin Y 0 25 oldugu genel kabul gormustu ancak bu tarihte iki bilim insani Y 0 279 degerinin daha dogru oldugunu iddia etmistir 1970 lerde bircok arastirma Gunes te bulunan demir grubu elementlerin bolluguna odaklandi Tek iyonlu demir grubu elementlerinin gf degerlerinin ilk 1962 de bulunmus ve gelistirilmis f degerleri 1976 da hesaplanmistir Kobalt ve mangan gibi bazi demir grubu elementlerinin bolluk tespitleri cok ince yapiya sahip olmalarindan oturu zordur Element dagilimlari Gunes icinde bulunan elementlerin dagilimi bircok degiskene baglidir ornegin kutlecekimi nedeniyle agir elementler ornegin helyum Gunes kutlesinin merkezine yakin dururken agir olmayan elementler ornegin hidrojen Gunes in dis katmanlarina dogru yayilir Ozellikle Gunes in icinde helyumun dagilimi ozel olarak ilgi cekmektedir Helyumun dagilma surecinin zamanla hizlandigi ortaya cikarilmistir Gunes in dis katmanini olusturan isik kurenin bilesimi icinde bulunan doteryum lityum bor ve berilyum disinda Gunes Sistemi nin olusumundaki kimyasal bilesime ornek olarak alinmaktadir Gunes in orijinal kimyasal bilesimi olustugu yildizlararasi ortamdan kalmadir Baslangicta yaklasik 71 1 hidrojen 27 4 helyum ve 1 5 daha agir elementlerden olusmaktaydi Gunes teki hidrojen ve helyumun cogu evrenin ilk 20 dakikasinda Buyuk Patlama nukleosentezi ile ortaya cikmis ve daha agir elementler Gunes in olusumundan onceki yildiz nesilleri tarafindan meydana getirilerek yildiz yasaminin son asamalarinda ve supernova gibi olaylarla yildizlararasi ortama yayilmistir Gunes in olusumundan bu yana ana fuzyon sureci hidrojenin helyuma donusturulmesini icermektedir Gecen 4 6 milyar yil boyunca Gunes icindeki helyum miktari ve dagilimi yavas yavas degismistir Cekirdekteki helyum orani fuzyon nedeniyle yaklasik 24 ten 60 a yukselmis ve helyum ile birlikte bazi agir elementler kutlecekim etkisiyle fotosferden Gunes in merkezine dogru cokelmistir Agir elementlerin oranlari ise degismemistir Isi Gunes in cekirdeginden disa dogru radyasyon yoluyla aktarilir isinsal bolgeye bakiniz bu nedenle fuzyon urunleri isi ile disa tasinmaz cekirdekte kalirlar ve yavas yavas helyumdan olusan bir ic cekirdek olusmaya baslar Bu cekirdek su anda Gunes in cekirdeginin helyumu fuzyonlayacak kadar sicak veya yogun olmamasi nedeniyle fuzyona ugrayamaz Mevcut fotosferde helyum orani azalir ve metaliklik onyildiz evredeki cekirdekte nukleer fuzyon baslamadan onceki oraninin sadece 84 udur Gelecekte helyum cekirdekte birikmeye devam edecek ve yaklasik 5 milyar yil sonra bu yavas birikim Gunes in ana koldan cikmasina ve bir kirmizi dev haline gelmesine neden olacaktir Fotosferin kimyasal bilesimi genellikle ilkel Gunes Sistemi nin bilesimini temsil ettigi kabul edilir Tipik olarak yukarida belirtilen gunes agir element bolluklari hem Gunes in fotosferinin spektroskopisi kullanilarak hem de erime sicakliklarina kadar isitilmamis meteoritlerdeki bolluklar olculerek belirlenir Bu meteoritlerin onyildiz Gunes in bilesimini korudugu ve agir elementlerin cokmesinden etkilenmedigi dusunulmektedir Iki yontem genellikle iyi bir sekilde birbiriyle ortusur Yapi ve fuzyonGunes in ic yapisi Gunes in ici dogrudan gozlemlenemez ve Gunes elektromanyetik isimaya karsi opaktir Ancak nasil sismoloji deprem tarafindan uretilen dalgalari kullanarak Dunya nin ic yapisini ortaya cikariyorsa helyosismoloji de Gunes in icinden gecen basinc dalgalarini kullanarak ic yapisini olcmeye ve goruntulemeye calisir Gunes in bilgisayar modellemesi de ic katmanlari arastirmak amaciyla kuramsal bir arac olarak kullanilir Cekirdek Gunes tipi bir yildizin kesiti NASA Gunes cekirdegi merkezden 20 25 Gunes yaricapina kadar uzanir Yogunlugu 150 g cm3 Yeryuzunde suyun yogunlugunun 150 kati civarinda sicakligi da 15 7 milyon Kelvin K kadardir yuzey sicakligi yaklasik 5 800 Kelvin dir Yakin zamandaki SOHO Solar and Heliospheric Observatory misyonunun sagladigi bilgiler cekirdekte isinsal bolgeye dogru daha hizli bir donme hizi oldugunu belirtmektedir Gunes in yasaminin cogunda enerji proton proton zincirleme tepkimesi diye adlandirilan asamalardan olusan ve hidrojeni helyuma ceviren nukleer fuzyon ile olusur Cekirdek fuzyon ile onemli derecede isi olusturulan tek yerdir Yildizin geri kalani cekirdekten disariya dogru transfer edilen enerjiyle isinir Cekirdekte fuzyonla olusan tum enerji arka arkaya gelen katmanlardan gecerek Gunes isik kuresine ulasir ve buradan uzaya gun isigi ve parcaciklarin kinetik enerjisi olarak yayilir Su anda Gunes te uretilen enerjinin sadece 0 8 i KAO dongusu olarak adlandirilan baska bir fuzyon reaksiyonlari dizisinden gelmektedir Ancak bu oranin Gunes yaslandikca ve daha parlak hale geldikce artmasi beklenmektedir Gunes in cekirdegi fuzyon yoluyla kayda deger miktarda termal enerji ureten tek bolgedir gucun 99 u Gunes in yaricapinin 24 u icinde uretilir ve yaricapin 30 u itibariyla fuzyon neredeyse tamamen durur Geri kalan kisim bu enerjinin disa dogru bircok ardisik katman boyunca aktarilmasiyla isinir ve nihayetinde gunes fotosferine ulasarak radyasyon fotonlar veya adveksiyon kutleli parcaciklar yoluyla uzaya kacar Proton Proton reaksiyon zincirinin tasviri hidrojenden deuterium helium 3 ve helium 4 olusumu Proton proton zinciri Gunes in cekirdeginde saniyede yaklasik 9 2 1037 kez gerceklesir ve her saniye yaklasik 3 7 1038 protonu alfa parcaciklarina helyum cekirdeklerine donusturur Gunes teki toplam 8 9 1056 serbest protondan bu da yaklasik 6 2 1011 kg s esittir Ancak her protonun ortalama olarak baska bir protonla fuzyona girmesi yaklasik 9 milyar yil alir Dort serbest protonu hidrojen cekirdeklerini tek bir alfa parcacigina helyum cekirdegi donusturmek fuzyona giren kutlenin yaklasik 0 7 sini enerji olarak serbest birakir bu nedenle Gunes kutle enerji donusum oraninda 4 26 milyar kg s enerji salar bu 600 milyar kg hidrojen gerektirir bu da 384 6 yottawatt 3 846 1026 W veya saniyede 9 192 1010megaton TNT ye esittir Gunes in buyuk guc ciktisi esas olarak cekirdeginin buyuk boyutu ve yogunlugu nedeniyle olusur Dunya ve Dunya daki nesnelerle karsilastirildiginda sadece oldukca kucuk bir miktar metrekup basina guc uretilir Gunes in ic yapisinin teorik modelleri cekirdegin merkezinde yaklasik 276 5 watt metrekup maksimum guc yogunlugu veya enerji uretimi oldugunu gosterir bu da gore bir kompost yigininin icindeki guc yogunluguna yaklasik esittir Gunes in cekirdegindeki fuzyon hizi kendini duzenleyen bir denge icindedir Biraz daha yuksek bir fuzyon hizi cekirdegin daha fazla isinmasina ve dis katmanlarin agirligina karsi hafifce genislemesine neden olur bu da yogunlugu azaltir ve dolayisiyla fuzyon hizini dusurerek dengesizligi duzeltir Biraz daha dusuk bir hizda ise cekirdek sogur ve hafifce kuculur yogunlugu artar ve fuzyon hizini artirarak tekrar mevcut hizina doner Isinsal radyatif bolge Farkli yildizlarin kutlelerine ic yapilarinin tasviri Ortada yer alan Gunes in ic radyatif bolgesi ve dis konvektif bolgesi gosterilmektedir Gunes in en kalin tabakasi olan isinsal bolge cekirdekten yaklasik 0 7 Gunes yaricapina kadar uzanir ve bu noktada 0 45 Gunes yaricapina kadar ulasir Bu bolgede enerji transferinin baslica yolu termal radyasyondur Cekirdekten uzaklastikca sicaklik yaklasik olarak 7 milyon Kelvin den 2 milyon Kelvin e duser Bu sicaklik gradyani adyabatik isinma oranindan daha dusuktur ve bu nedenle bu bolgede enerji transferi termal konveksiyon yerine radyasyon ile gerceklesir Hidrojen ve helyum iyonlari sadece kisa bir mesafe kat eden fotonlar diger iyonlar tarafindan yeniden emilmeden once enerji yayarak enerji transferine katkida bulunurlar Yogunluk 0 25 Gunes yaricapindan 0 7 yaricapina kadar olan bolgede yuz kat azalir 20 000 kg m ten 200 kg m e kadar Tachocline bolgesi Radyatif bolge ile konvektif bolge arasinda bir gecis tabakasi olan tachocline bulunur Bu bolge isinsal bolgenin duzenli donusu ile konvektif bolgenin farkli donusu arasindaki keskin rejim degisiminin sonucunda ortaya cikan buyuk bir kayma shear kosuluna sahiptir yani ardisik yatay tabakalarin birbirlerine gore kaydigi bir durumdur Su anda bu tabaka icinde bir manyetik dinamo veya Gunes dinamosu tarafindan Gunes in manyetik alaninin uretildigi hipotezi one surulmektedir Isiyayimsal konvektif bolge Gunes in dis katmaninda yani yaricapinin 70 asagisina kadar olan bolgede plazma isiyi disariya dogru isima yoluyla iletecek kadar yogun ve sicak degildir Sonuc olarak sicak sutunlarin yuzeye yani isik kureye dogru madde tasidigi isi yayimi olusur Yuzeye cikan madde soguyunca tekrar isiyayimsal bolgenin basladigi yere cokerek isinsal bolgenin ust kismindan daha fazla isi alir Isiyayimsal bolgede bulunan termal sutunlar Gunes in yuzeyinde belirli bir iz birakir Gunes in ic bolgesinin dis katmani olan bu bolgedeki turbulansli isi yayimi kucuk olcekli bir dinamo yaratarak Gunes in yuzeyinin tamaminda manyetik kuzey ve guney kutuplar yaratir Tam Gunes tutulmasi sirasinda Gunes koronasi ciplak gozle gorulebilir Isik kure fotosfer isik yuvari Isik kure Gunes in gorunen yuzeyi hemen altinda gorunur isiga opak oldugu katmandir Isik kurenin uzerinde gorunur gun isigi uzaya serbestce yayilir ve enerjisi Gunes ten uzaklasir Opaklikta olan degisiklik gorunur isigi kolayca soguran H iyonlarinin miktarlarinin azalmasidir Buna karsin gorunur isik elektronlarin hidrojen atomlariyla H iyonu olusturmak icin tepkimeye girmesiyle olusur Isik kure on ila yuz kilometre arasindaki kalinligiyla Dunya uzerinde bulunan havadan daha az opaktir Isik kurenin ust kisminin alt kismindan daha soguk olmasi nedeniyle Gunes ortada kenarlara nazaran daha parlakmis gibi gorunur Kara cisim isinimi Gunes in 6 000 K sicakliginda oldugunu gosterir Isik kurenin parcacik yogunlugu yaklasik 1023 m 3 dir Bu da Dunya hava yuvarinin deniz duzeyindeki parcacik yogunlugunun 1 i kadardir Isik kurenin ilk optik tayf incelemeleri sirasinda bazi sogurma cizgilerinin o zamanlar Dunya uzerinde bilinen hicbir elemente ait olmadigi anlasilmistir 1868 yilinda Norman Lockyer bunun yeni bir elemente ait oldugu varsayimini one surerek bu elemente Yunan Gunes tanrisi Helios tan esinlenerek helyum ismini vermistir Bundan ancak 25 yil sonra helyum yeryuzunde izole edilebilmistir Gaz yuvar Gunes in hucre benzeri yuzey yapilari Gunes in isik kure uzerinde bulunan bolumlerine topluca Gunes gaz yuvari denir Radyo dalgalarindan gorunur isiga ve gama isinlarina kadar olan elektromanyetik spektrumda calisan teleskoplarlarla gorunebilir ve baslica bes bolgeden olusur Bunlar Sicaklik ineci renk yuvari gecis bolgesi korona ve gun yuvaridir Gunes in dis gaz yuvari sayilan gun yuvari Pluton un yorungesinin cok otesine gundurguna kadar uzanir Gundurgunda yildizlararasi ortam ile sok dalgasi seklinde bir sinir olusturur Renk yuvari gecis bolgesi ve korona Gunes in yuzeyinden daha sicaktir Sebebi tamamen kanitlanmasa da kanitlar Alfven dalgalarinin koronayi isitabilecek kadar enerjiye sahip olabilecegini gostermektedir Gunes in en soguk bolgesi isik kurenin yaklasik 500 km uzerindeki sicaklik ineci bolgesidir Sicaklik yaklasik 4 000 K dir Bu bolge karbonmonoksit ve su gibi basit molekullerin sogurma tayflariyla fark edilebilecegi kadar soguktur Sicaklik ineci bolgenin hemen uzerinde 2 000 km kalinliginda yayilim ve sogurma cizgilerinin egemen oldugu ince bir katman bulunur Adinin renk yuvari olmasinin nedeni Gunes tutulmalarinin basinda ve sonunda bu bolgenin renkli bir isik olarak gorulmesidir Renk yuvarinin sicakligi yukseldikce artar ve en ust bolgede 100 000 K e erisir Hinode un Gunes Optik Teleskobuyla 12 Ocak 2007 tarihinde cekilen bu Gunes gorselinde degisik manyetik polariteye sahip olan bolgeleri baglayan plazmanin ipliksi yapisi gorunmektedir Isik kurenin uzerinde sicakligin cok hizla 100 000 K den bir milyon K e ciktigi gecis bolgesi yer alir Sicaklik artisinin nedeni bolgede bulunan helyumun yuksek sicakliklar nedeniyle tamamen iyonize olarak faz gecisidir Gecis bolgesi kesin belirli bir yukseklikte olusmaz Daha cok renk yuvarida bulunan ignemsi ve ipliksi yapilarin cevresinde bir ayca olusturur ve surekli kaotik bir hareket icindedir Gecis bolgesi yeryuzunden kolay gorulmez ama uzaydan elektromanyetik spektrumun morotesi bolumune kadar hassas cihazlar tarafindan kolayca gozlemlenebilir Korona hacim olarak Gunes ten cok daha buyuk olan dis gaz yuvari katmanidir Korona tum Gunes Sistemi ni ve gun yuvarinini kaplayan Gunes ruzgarina puruzsuzce gecis yapar Korona nin Gunes yuzeyine yakin olan alt katmanlarinin parcacik yogunlugu 1014 1016 m 3 dur Sicakligi birkac milyon kelvin civarindadir Gun yuvari ise yaklasik 20 Gunes yaricapindan 0 1 GB Gunes Sistemi nin en son noktasina kadar uzanir Ic sinirlarinin tanimi Gunes ruzgarinin superalfvenik akisa sahip olmasi yani bu akisin Alfven dalgalarinin hizindan daha fazla olmasi ile belirlenir Bu sinirin disindaki turbulans ya da dinamik kuvvetler Gunes koronasinin seklini etkilemez cunku bilgi ancak Alfven dalgalarinin hiziyla yayilabilir Gunes ruzgari surekli olarak gun yuvari boyunca disa dogru akar Gunes ten 50 GB otede gundurguna carpana kadar Gunes manyetik alanini spiral bir sekle sokar Aralik 2004 te Voyager 1 uzay sondasinin gundurgun olduguna inanilan bir sok dalgasi cephesini gectigi bildirildi Her iki Voyager sondasi da sinira yaklastikca daha yuksek duzeyde enerji yuklu parcaciklarin varligini kaydetti Gunisigi ve notrinolar Nukleer fuzyon tepkimeleri sonucunda aciga cikan yuksek enerjili fotonlar kozmik gama ve X isinlari Gunes plazmasinin yalnizca birkac milimetresi tarafinda emilir ve tekrar rastgele yonlerde cok az enerji kaybederek tekrar yayilir bu nedenle de isimanin Gunes in yuzeyine ulasmasi uzun zaman alir Foton yolculuk zamani 10 000 ila 170 000 yil kadar surer Konveksiyonel dis katmandan seffaf yuzey isik kureye dogru son bir yolculuktan sonra fotonlar gorunur isik olarak kacar Gunes in merkezinde bulunan her gama isini uzaya kacmadan once birkac milyon gorunur isik fotonuna donusur Notrinolar da cekirdekteki tepkimelerde olusur ama fotonlarin aksine nadiren madde ile etkilesime girer dolayisiyla hemen hemen hepsi Gunes ten hemen kacabilir Cok uzun yillar Gunes te uretilen notrinolarin olcumu kuramlar sonucu tahmin edilenden uc kat daha dusuktu Bu tutarsizlik yakin zamanda notrino salinim etkilerinin kesfiyle cozuldu Gunes gercekten de kuramlarca onerilen miktarda notrinoyu aciga cikarmakta ancak notrino algilayicilari bunlarin ucte ikisini kacirmaktadir Bunun sebebi notrinolarin kuantum sayilarini degistirmeleridir Gunes donguleriGunes lekeleri ve Gunes lekesi dongusu Son 30 yilda olusan Gunes dongusu degisiklikleri olcumleri Uygun filtrelemeyle Gunes gozlemlendiginde ilk dikkati ceken etrafina gore daha soguk olmasi nedeniyle daha koyu gozuken belirli sinirlara sahip Gunes lekeleridir Gunes lekeleri guclu manyetik kuvvetlerin isi yayimini engelledigi ve sicak ic bolgeden yuzeye dogru enerji transferinin azaldigi yogun manyetik etkinligin oldugu bolgelerdir Manyetik alan koronanin asiri isinmasina neden olur ve yogun Gunes puskurtuleri ile koronada kutle firlatilmasina neden olan etkin bolgeler olusturur Gunes in uzerinde gorunur Gunes lekelerinin sayisi sabit degildir ama Gunes dongusu denen 11 yillik bir dongu icinde degisiklik gosterir Dongunun tipik minimum doneminde cok az Gunes lekesi gorunur ve hatta bazen hic gorunmez Gozukenler yuksek enlemlerde bulunur Gunes dongusu ilerledikce Sporer yasasinin acikladigi gibi Gunes lekelerinin sayisi artar ve ekvatora dogru yaklasir Gunes lekeleri genelde zit manyetik kutuplara sahip ciftler olarak bulunur Ana Gunes lekesinin manyetik polaritesi her Gunes dongusunde degisir dolayisiyla bir dongude kuzey manyetik kutba sahip olan leke bir sonraki dongude guney manyetik kutba sahip olur Son 250 yilda gozlemlenen Gunes lekelerinin tarihi 11 yillik Gunes dongusu gorulebilmektedir Gunes dongusunun uzayin durumu uzerinde buyuk etkisi vardir ve Dunya nin iklimi uzerinde de onemli bir etki yapar Gunes etkinliginin minimumda oldugu donemler soguk hava sicakliklariyla normalden daha uzun suren Gunes donguleri de daha sicak hava sicakliklariyla iliskilendirilir 17 yuzyilda Gunes dongusunun birkac on yil boyunca tamamen durdugu gozlemlenmistir bu donemde cok az Gunes lekesi gorulmustur Kucuk Buz Cagi ya da Maunder minimumu diye bilinen bu donemde Avrupa da cok soguk hava sicakliklariyla karsilasilmistir Daha da onceleri benzer minimum donemler agac halkalarinin analiziyle ortaya konmustur ve bu donemler normalden daha dusuk global hava sicakliklariyla eslesmektedir Fiskirmalar Gunes fiskirmalari yanan hidrojen gazinin Gunes in magnetik alan kuvvetleri tarafindan desteklenerek tactan disari yay gibi uzanmasidir Bazilari uzaya saniyede 400 m hizla firlarlar daha iyi kaynak gerekli Olasi uzun donem dongu Cok yeni bir teori Gunes in cekirdegindeki manyetik kararsizliklarin 41 000 ya da 100 000 yillik periyotlarda degisikliklere sebep oldugunu one surmektedir Bu kuram buzul caglarini Milankovitch dongulerinden daha iyi aciklayabilir Astrofizik alanindaki bircok kuram gibi bu da dogrudan test edilemez Kuramsal sorunlarGunes notrino problemi Uzun yillar boyunca Dunya uzerinde tespit edilen Gunes ten gelen notrinolarin sayisi standart Gunes modeline gore tahmin edilenin yarisi ile ucte biri arasinda degismekteydi Bu aykiri sonuc Gunes notrino problemi olarak bilinir Problemi cozmek icin one surulen kuramlar ya Gunes in ic sicakligini azaltarak daha dusuk bir notrino akisini aciklamaya calisiyordu ya da notrinolarin Gunes ten Dunya ya gelirken salinima ugradigini yani varligi tespit edilemeyen tau ve muon notrino parcaciklarina donustugunu oneriyordu 1980 lerde notrino akisini olabildigince tam olarak olcebilmek icin Sudbury Notrino Gozlemevi ve Kamiokande gibi birkac notrino gozlemevi kuruldu Bu gozlemevlerinden gelen sonuclar sonunda notrinolarin cok kucuk durak kutlesi rest mass oldugunu ve gercekten de salindiklarini gosterdi Hatta 2001 yilinda Sudbury Notrino Gozlemevi dogrudan uc tip notrinoyu da tespit etmeyi basardi ve Gunes in toplam notrino isima oraninin standart Gunes modeli ile uyumlu oldugunu ortaya cikardi Notrino enerjisine bagli olarak Dunya da gorunen notrinolarin ucte biri elektron notrino tipindedir Bu oran maddede notrino salinimini aciklayan madde etkisi diye de bilinen Mikheyev Smirnov Wolfenstein MSW etkisi ile tahmin edilen oranla uyumludur Dolayisiyla problem artik cozulmustur Korona isinma problemi Gunes in optik yuzeyi isik kure yaklasik 6 000 K lik bir sicakliga sahiptir Bunun uzerinde 1 000 000 K lik Gunes koronasi bulunur Koronanin bu asiri yuksek sicakligi isik kureden dogrudan isi iletimi disinda baska bir kaynaktan isitildigini gosterir Koronayi isitmak icin gerekli olan enerjinin isik kurenin altinda bulunan isiyayimsal bolgedeki turbulansli hareketten kaynaklandigi dusunulmus ve koronanin nasil isindigina dair iki ana isleyis onerilmistir Bunlardan birincisi dalga isinmasidir Isiyayimsal bolgedeki turbulansli hareket ses kutlecekim ve manyetohidrodinamik dalgalar uretir Bu dalgalar yukari dogru hareket eder ve koronada dagilarak enerjilerini ortamdaki gaza isi olarak verir Ikincisi ise manyetik isinmadir Isik kuresinde hareketin surekli olarak olusturdugu manyetik enerji Gunes puskurtusu gibi buyuk ve buna benzer bircok kucuk olayla yayilir Su anda dalgalarin etkin bir isi yayma isleyisi olup olmadigi cok acik degildir Alfven dalgalari disinda tum dalgalarin koronaya ulasmadan once dagildiklari ortaya cikarilmistir Alfven dalgalari da korona da kolayca dagilmamaktadir Gunumuzde arastirma daha cok puskurtu yolu ile isinma isleyisine dogru yonelmistir Korona isinmasini aciklamak icin olasi bir gorus surekli kucuk olcekli puskurtulerdir ve hala arastirilmaktadir Sonuk genc Gunes problemi Gunes gelisiminin kuramsal modelleri 3 8 ile 2 5 milyar yil once Arkeyan Devir de Gunes in bugunkunden 75 daha az parlak oldugunu onerir Bu kadar zayif bir yildiz Dunya uzerinde su varligini destekleyemeyeceginden hayatin da gelisememesi gerekirdi Ancak jeolojik kayitlar Dunya nin tarihi boyunca oldukca sabit bir sicaklikta kaldigini gosterir hatta genc Dunya bugunden biraz daha sicaktir Bilim insanlari arasinda varilan gorus birligi genc Dunyanin atmosferinde oldukca fazla miktarda sera gazlarinin karbon dioksit metan ve veya amonyak bulunmasi nedeniyle Gunes ten gelen az enerjiyi atmosferde hapsettikleri fazla isiyla dengeledigidir Manyetik alanGunes in donen manyetik alaninin gezegenlerarasi ortamda bulunan plazma uzerindeki etkisinden kaynaklanan gun yuvari akim katmani Gunes Sistemi nin en uc noktalarina kadar uzanir Gunes icinde bulunan tum madde yuksek sicakliklardan oturu gaz ve plazma halindedir Bu nedenle Gunes ekvatorda yukari enlemlerde oldugundan daha hizli doner Ekvatorda donus hizi 25 gun iken kutuplarda 35 gunde kendi etrafinda doner Bu kademeli donus sonucunda manyetik alan cizgilerinin zamanla kivrilarak manyetik alan halkalari olusturmasi Gunes in yuzeyinden patlamalarla ayrilarak Gunes lekeleri ve Gunes puskurtuleri olusumuna neden olur Bu kivrilma hareketi solar dinamonun olusmasina ve 11 yillik Gunes dongusu ile Gunes in manyetik alaninin yon degistirmesine neden olur Gunes in donen manyetik alaninin gezegenlerarasi ortamda bulunan plazma uzerindeki etkisi gun yuvari akim katmanini olusturur Bu katman farkli yonleri gosteren manyetik alanlari ayirir Gezegenlerarasi ortamda bulunan plazma ayni zamanda Dunya nin yorungesinde Gunes in manyetik alaninin kuvvetinden de sorumludur Eger uzay bir vakum olsaydi Gunes in10 4tesla manyetik dipol alani uzakligin kubuyle azalarak 10 11 tesla olacakti Ancak uydu gozlemleri bunun 100 kat daha fazla kuvvetli oldugunu ve 10 9 tesla civarinda oldugunu gostermektedir Manyetohidrodinamik MHD kuram manyetik alan icindeki iletken bir akiskanin ornegin gezegenlerarasi ortam yine manyetik alan yaratan elektrik akimlari indukledigini soyler dolayisiyla bir MHD dinamo gibi hareket eder Yasam dongusuGunes in yildiz gelisimi bilgisayar modellemesi ve nukleokozmokronoloji yontemleri kullanilarak ana dizi uzerinde hesaplanan yasinin 4 57 milyar yil oldugu dusunulmektedir Hidrojen molekuler bulutun hizla kendi icine cokmesi sonucu ucuncu nesil Populasyon I T Tauri yildizi olan Gunes in dogdugu dusunulmektedir Bu dogan yildizin Samanyolu gok adasinin cekirdeginden 26 000 isik yili uzakta hemen hemen dairesel bir yorungeye girdigi varsayilmaktadir Yildiz ana dizi uzerinde yildiz evrimi asamasinin yari yolundadir Bu asamada cekirdekte olusan nukleer fuzyon reaksiyonlari hidrojeni helyuma donusturur Her saniye Gunes in cekirdeginde 4 milyon ton madde enerjiye cevrilir ve ortaya notrinolarla radyasyon cikar Bu hizla gunumuze kadar 100 Dunya kutlesi kadar madde enerjiye cevrilmistir Gunes yaklasik olarak 10 milyar yil ana kol yildizi olarak yasamina devam edecektir Gunes supernova olarak patlayacak kadar fazla kutleye sahip degildir Bunun yerine 5 6 milyar yil icinde kirmizi dev asamasina girecektir Cekirdekte bulunan hidrojen yakiti tukendikce dis katmanlari genisleyecek cekirdegi buzuserek isinacaktir Cekirdek sicakligi 100 MK civarina ulastiginda helyum fuzyonu tetiklenecek ve karbon ile oksijen uretmeye baslayacaktir Boylece 7 8 milyar yil icinde gezegen bulutsu asamasinin dev koluna girerek ic sicakliginda olusan kararsizliklar nedeniyle yuzeyinden kutle kaybetmeye baslayacaktir Gunes in dis katmanlarinin genisleyerek Dunya nin yorungesinin bulundugu noktaya kadar gelmesi olasidir ancak son zamanlarda yapilan arastirmalar Gunes ten kirmizi dev asamasinin baslarinda kaybolan kutle nedeniyle Dunya nin yorungesinin daha uzaklasacagini dolayisiyla da Gunes in dis katmanlari tarafindan yutulmayacagini onermektedir Ancak Dunya nin ustundeki suyun tamami kaynayacak ve atmosferinin cogu uzaya kacacaktir Bu donemde olusan Gunes sicakliklarinin sonucunda 900 milyon yil sonra Dunya yuzeyi bildigimiz yasami destekleyemeyecek kadar isinacaktir Birkac milyar yil sonra da yuzeyde bulunan su tamamen yok olacaktir Kirmizi dev asamasinin ardindan yogun termal titresimler Gunes in dis katmanlarindan kurtularak bir gezegensel bulutsu olusturmasina neden olacaktir Geride kalan tek cisim asiri derecede sicak olan yildiz cekirdegi olacaktir Bu cekirdek milyarlarca yil boyunca yavas yavas soguyup beyaz cuce olarak yok olacaktir Bu yildiz evrimi senaryosu dusuk ve orta kutleli yildizlarin tipik gelisim senaryosudur Gunes gozleminin tarihcesiIlk caglarda Gunes Iskandinav Bronz Cag mitolojisinin onemli bir parcasi olduguna inanilan bir at tarafindan cekilen Trundholm Gunes arabasi heykeli Megrelya da bulunan bir Gunes diski MO 8 veya 7 yuzyil Gokyuzu nde bulunan parlak bir disk olan Gunes ufugun uzerindeyken gun ortada yokken de gece olur kavrayisi Insanoglu nun Gunes hakkindaki en temel gorusudur Tarihoncesi ve antik cag donemi kulturlerde Gunes in bir tanri olduguna ya da diger dogaustu olaylara neden olduguna inanilirdi Guney Amerika daki Inka ve gunumuz Meksika sindaki Aztek uygarliklarinin merkezinde Gunes e tapinma bulunmaktadir Bircok antik anit Gunes ile ilgili fenomenlere gore yapilmistir Ornegin tas megalitler oldukca dogru bir sekilde gundonumunu isaret eder En taninmis megalitler Nabta Playa Misir Ingiltere de Stonehenge dedir Meksika da Chichen Itza da bulunan El Castillo piramidi ilkbahar ve sonbahar ekinokslarinda merdivenlerden yukari yilanlarin ciktigini gosteren golgeler verecek sekilde tasarlanmistir Sabit yildizlara gore Gunes tutulum boyunca zodyaktan gecerek bir yil icinde tam tur atiyormus gibi gorunur dolayisiyla da Yunan gok bilimciler tarafindan yedi gezegenden biri olarak sayilirdi Haftanin gunlerine de bu yedi gezegenin adi verilmistir Bilimsel bakisla Gunes Gunes hakkinda ilk bilimsel aciklamayi yapan insanlardan birisi Yunan filozof Anaxagoras Gunes in tanri Helios un arabasi olmadigini Peloponnez den bile buyuk devasa yanan bir metal top oldugunu soylemistir Bu dusunce iktidardakiler tarafindan sapkin olarak gorulmus Anaxagoras bu dusunceyi ogretme girisimleri sebebiyle tutuklanmis ve olum cezasina carptirilmistir ancak Perikles in araya girmesiyle daha sonra serbest birakilmistir Dunya ile Gunes arasindaki uzakligi tam olarak ilk hesaplayan insan 3 yuzyilda Eratosthenes olmustur Buldugu 149 milyon km uzaklik gunumuzde kabul edilen uzaklik ile aynidir Gezegenlerin Gunes in etrafinda dondugu kurami Yunan Samoslu Aristarchus ve Hintler tarafindan onerilmistir Bu gorus 16 yuzyilda Mikolaj Kopernik tarafindan tekrar ele alinmistir 17 yuzyilin basinda teleskobun bulunusuyla Gunes lekeleri Thomas Harriot Galileo Galilei ve diger gok bilimcileri tarafindan detayli olarak gozlemlenebilmistir Galileo Gunes lekelerinin Bati uygarliginda bilinen ilk gozlemlerini yapmis ve bunlarin Gunes ile Dunya arasinda dolasan kucuk gokcisimleri olmadigini aksine Gunes in yuzeyinde oldugunu varsaymistir Gunes lekeleri Han hanedanindan beri gozlemlenmekte ve Cinli gok bilimciler tarafindan yuzyillardir kayitlari tutulmaktaydi 1672 de Giovanni Cassini ve Jean Richer mars olan uzakligi belirledi dolayisiyla da Gunes e olan uzakligi hesap edebildiler Isaac Newton bir prizma kullanarak gun isigini inceledi ve isigin bircok renkten olustugunu gosterdi 1800 de William Herschel Gunes tayfinin kirmizi bolumunun otesinde kizilotesi isimayi kesfetti 1800 lerde Gunes in spektroskopik incelenmesinde ilerlemeler kaydedilmistir Joseph von Fraunhofer tayf ustunde sogurma cizgilerinin ilk gozlemlerini gerceklestirmistir Tayf uzerindeki en kuvvetli sogurma cizgilerinin adi gunumuzde Fraunhofer cizgileri olarak bilinir Gunes ten gelen isigi tayfi genisletildiginde kayip bircok renk bulunabilir Modern bilimsel donemin baslarinda Gunes enerjisinin kaynagi hala bir bilmeceydi Lord Kelvin Gunes in icerisinde barindirdigi isiyi isiyan soguyan sivi bir nesne oldugunu onerdi Kelvin ve Hermann von Helmholtz daha sonra enerji ciktisini aciklamak icin Kelvin Helmholtz isleyisini onerdi Ortaya cikan yas tahmini jeolojik kanitlarin onerdigi birkac milyon yildan cok daha az olan 20 milyon yil kadardi 1890 da Gunes tayfinda helyumu kesfeden Joseph Norman Lockyer Gunes in olusumu ve gelisimi icin kuyruklu yildizlara dayanan bir varsayim one surdu 1904 yilina kadar kanitlanmis bir cozum getirilemedi Ernest Rutherford Gunes in enerji ciktisinin ic isi kaynagiyla devam ettirilebilecegini ve bunun da radyoaktif bozulma olabilecegini onerdi Ancak Gunes enerjisinin kaynagi hakkindaki en onemli ipucunu saglayan kisi unlu kutle enerji denkligi bagintisi E mc ile Albert Einstein olmustur 1920 de Arthur Eddington Gunes in cekirdeginde bulunan basinc ve sicakliklarin hidrojeni helyuma donusturecek bir nukleer fuzyon tepkimesi icin yeterli oldugunu kutledeki net degisiklikten de enerji olusacagini onermistir Gunes te bulunan hidrojenin baskinligi 1925 yilinda Cecilia Payne Gaposchkin tarafindan dogrulanmistir Kuramsal fuzyon kavrami 1930 larda astrofizikciler Subrahmanyan Chandrasekhar ve Hans Bethe tarafindan gelistirilmistir Hans Bethe Gunes in enerjisini saglayan iki ana nukleer tepkimeyi hesaplamistir 1957 yeni ufuklar acan Yildizlarda Elementlerin Sentezi baslikli bir bilimsel makale Margaret Burbridge tarafindan yayimlandi Makale evrende bulunan elementlerin Gunes gibi yildizlarin icinde sentezlendigini kanitlariyla gosterdi Bu aciklamalar gunumuzde bilimin onemli ilerlemelerinden biri olarak sayilmaktadir Gunes uzay gorevleri Gunes bazi yildizlar ve gezegenlerin buyukluk karsilastirmasi Gunes i gozlemlemek icin tasarlanmis ilk uydular NASA nin 1959 ile 1968 yillari arasinda firlatilan Pioneer 5 6 7 8 ve 9 uzay sondalaridir Bu sondalar Dunya ninkine benzer bir uzaklikta Gunes in yorungesinde kaldilar ve Gunes ruzgari ile Gunes manyetik alaninin ilk detayli olcumlerini gerceklestirdiler Pioneer 9 ozellikle uzun bir zaman calisir durumda kaldi ve 1987 ye kadar veri gondermeye devam etti 1970 lerde uzay sondasi ve Skylab Apollo Teleskobu bilim insanlarina Gunes ruzgari ve korona hakkinda yeni bilgiler sagladilar ABD Almanya ortak girisimi olan Helios 1 uzay sondasi gunberi rotasinda Merkur un yorungesine giren bir yorungedeydi NASA tarafindan 1973 te firlatilan Skylab uzay istasyonunun icinde Apollo Teleskobu denen bir Gunes gozlem modulu de bulunmaktaydi Skylab Gunes gecis bolgesinin ve koronanin morotesi isiniminin ilk zamanlamali gozlemlerini gerceklestirdi Buluslar arasinda koronodan kutle firlatilmasi ve simdilerde Gunes ruzgariyla yakin iliskisi oldugu bilinen korona delikleri olmustur 1980 de NASA tarafindan Solar Maksimum uzay uydusu firlatildi Bu uzay araci yuksek Gunes etkinligi sirasinda Gunes puskurtulerinde ortaya cikan gamma isini X isini ve UV isimasini gozlemlemek icin tasarlanmisti Ancak firlatmadan bir iki ay sonra bir elektronik hata sonucu sonda bekleme moduna girdi ve sonraki uc yilini bu sekilde gecirdi 1984 yilinda uzay mekigi Challenger STS 41C gorevi uyduyu bularak onardi Haziran 1989 da Dunya atmosferine girene kadar Solar Maximum sondasi binlerce korona gorseli cekebildi Japonya nin 1991 de firlatilan Yohkoh Gunisigi uydusu X isini dalgaboyunda Gunes puskurtulerini gozlemledi Sondadan gelen veriler sayesinde bilim insanlari degisik tipte Gunes puskurtulerini tanimlayabildiler Ayrica doruk etkinlik bmlgelerinden uzakta olan koronanin da eskiden dusunuldugunun aksine daha dinamik ve etkin oldugu ortaya cikarildi Yohkoh tam bir Gunes dongusunu gozlemledi ancak 2001 de Gunes tutulmasi sirasinda bekleme moduna girdi ve Gunes ile olan baglantisini yitirdi 2005 yilinda atmosfere yeniden girerken yok oldu Gunumuze kadar en onemli Gunes uzay gorevlerinden biri Avrupa Uzay Ajansi ile NASA ortak projesi olan ve 2 Aralik 1995 te firlatilan SOHO Solar and Heliospheric Observatory gorevidir Baslangicinda iki yillik bir gorev icin planlanan SOHO 2007 itibariyla on yili askin bir sure etkinlik gostermistir Cok yararli oldugunu kanitlamasindan 2008 de firlatilacak devam gorevi Solar Dynamics Observatory planlanmistir Dunya ile Gunes arasinda Lagrange noktasina yerlestirilen SOHO firlatildigindan beri degisik dalgaboylarinda Gunes in goruntusunu surekli olarak iletmektedir Dogrudan Gunes i gozlemleyebilmesinin yani sira SOHO ozellikle Gunes in yanindan gecerken yanan bircok kucuk kuyruklu yildiz dahil bircok kuyruklu yildizin kesfine yaradi Gunes in guney kutbu STEREO Gunes gozlem misyonu tarafindan cekilmistir Gorselin sag alt kisminda firlatilan madde gorunuyor Tum bu uydular Gunes i tutulum duzlemi uzerinden gozlemlemistir yani yalnizca ekvator bolgelerinin detaylari mevcuttur 1990 yilinda Gunes in kutup bolgelerini incelemek icin Ulysses uzay sondasi firlatildi Once Jupiter e kadar giderek burada sapan etkisinden faydalanarak tutulum duzleminin ustunde bir yorungeye oturdu Tesadufen cok yakindan 1994 yilinda Shoemaker Levy 9 kuyruklu yildizinin Jupiter ile carpismasini izleyebildi Ulysses planlanan yorungesine girdikten sonra Gunes ruzgarini gozlemlemeye ve yuksek enlemlerde manyetik alan kuvvetini belirlemeye basladi Yuksek enlemlerden cikan Gunes ruzgarinin beklenenden daha dusuk olarak 750 km s hizla hareket ettigini buldu Ayrica yuksek enlemlerden cikan galaktik kozmik isinlar sacan buyuk manyetik dalgalarin varligini kesfetti Isik kurede bulunan elementlerin bollugu gun isigi tayflarindan cok iyi bilinmektedir ancak Gunes in icinin bilesimi cok iyi anlasilamamistir Bir Gunes ruzgari ornek getirme gorevi icin kullanilan Genesis uzay araci gok bilimcilerinin Gunes maddesi bilesimini dogrudan olcebilmesi icin tasarlanmisti Genesis 2004 yilinda Dunya ya dondu ancak inis sirasinda parasutlerinden biri acilmadigi icin zarar gordu Asiri derecede zarara ragmen bazi ise yarar ornekler ele gecirildi ve analizleri devam etmektedir STEREO The Solar Terrestrial Relations Observatory gorevi Ekim 2006 da firlatilmistir Iki eslenik uzay araci Gunes in ve koronadan kutle firlatimi gibi olaylarin stereoskopik fotografini cekebilecek sekilde yorungeye sokulmuslardir Gunes gozlemi ve goze gelen zararlarGunisigi cok parlaktir ve ciplak gozle kisa sureler icin Gunes e bakmak aci verici olabilir ama ozel olarak normal gozler icin zararli degildir Gunes e dogrudan bakildiginda gozde yildiz gibi parlamalar olusur ve gecici olarak yari korluge sebep olur Ayni zamanda retinaya 4 milliwatt gun isigi dusmesine boylece retinanin hafifce isinarak potansiyel olarak gozlerin zarar gormesine neden olur UV isinlarina maruz kalma sonucu asamali olarak gozun lensi yillar sonra sararir ve katarakt olusumuna neden olabilir Dogrudan Gunes e bakildiginda yaklasik 100 dakika sonra UV kaynakli Gunes yanigi benzeri lezyonlar retina uzerinde olusur ozellikle morotesi isinlar yogun ise Gozler yasli ise durum daha da kotulesir cunku yaslanan gozlerden daha fazla UV den etkilenir Gunes i durbun gibi isigi yogunlastiran optik cihazlarla izlemek eger UV isinlari filtre edecek uygun bir filtre yoksa cok zararlidir Filtresiz durbunler ciplak gozun aldigindan 500 kat daha fazla enerjinin retinaya gelmesini saglayacagindan retina hucrelerinin hemen olmesine neden olur Oglen gunesine filtresiz durbunle cok kisa bir sure bakmak bile kalici korluge neden olur Gunes i izlemenin guvenli bir yolu teleskop kullanarak goruntusunu bir ekrana yansitmaktir Kismi Gunes tutulmalarini izlemek zararlidir cunku goz bebekleri asiri yuksek kontrasta uyumlu degildir Goz bebegi ortamda bulunan toplam isik miktarina gore genisler ortamda bulunan en parlak nesneye gore degil Kismi tutulmalarda gun isiginin cogunlugu Gunes in onunden gecen Ay tarafindan engellenir ama isik kurenin ortulmemis kisimlarinin yuzey parlakligi normal gunlerdeki ile aynidir Ortamin los olmasi nedeniyle goz bebegi 2 mm den 6 mm ye buyur ve gun isigina maruz kalan her retina hucresi tutulmayan normalin on kati isik alacaktir Bu gozlemcinin gozunde kalici kor noktalara neden olacak sekilde hucreleri oldurebilir ya da hucrelere zarar verebilir Hemen aci olusmadigi icin tecrubesiz gozlemciler ve cocuklar bu zararin farkina varamaz bir kisinin gorusunun bozulmasi hemen fark edilmez Gun dogumu ve gun batimi esnasinda gun isigi Rayleigh sacilimi ve Mie sacilimi nedeniyle azalir Dunya atmosferinden gecerken aldigi uzun yol nedeniyle ciplak gozle rahat bir sekilde seyredilebilecek kadar sonuktur Pus duman toz ve yuksek nem isigin azalmasina yardimci olur Gunes i izlemek icin kullanilan isik azaltici filtreler bu nedenle tasarlanir Uydurularak yapilan filtreler UV ve IR isinlari gecirebilir dolayisiyla yuksek parlaklik duzeylerinde goze zararli olabilir Teleskoplarda kullanilan filtreler lensin ya da acikligin uzerinde olmali ama okuler mercekte olmamalidir Cunku emilen gun isigindan kaynaklanan asiri isi bu filtrelerin aniden catlamasina neden olabilir 14 numarali kaynak cami kabul edilebilir bir Gunes filtresidir ama negatif siyah fotograf filmi degildir cunku cok fazla kizilotesi isini gecirir Notlar Astronomi bilimlerinde agir elementler veya metaller terimi hidrojen ve helyum disindaki tum kimyasal elementleri ifade eder Hidrotermal baca topluluklari denizin o kadar derinlerinde yasarlar ki gunes isigina erisimleri yoktur Bakteriler bunun yerine kemosentez yoluyla enerji kaynagi olarak sulfur bilesiklerini kullanirlar Saat yonunun tersi ayni zamanda Gunes Sistemi ndeki cisimlerin Gunes etrafindaki donus yonudur ve cogu cisim icin eksenel donus yonudur Kaynak hatasi lt references gt uzerinde tanimlanan particle density adindaki lt ref gt etiketi onceki metinde kullanilmiyor Bkz Kaynak gosterme Ayrica bakinizGunes Sistemi Yildiz Kurguda GunesKaynakca Sol Oxford Dictionary of English 2e Oxford University Press 2003 Opportunity s View Sol 959 Vertical NASA 15 Kasim 2006 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Agustos 2007 UK English Dictionary Oxford University Press 27 Mart 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi solar Oxford Dictionary of English 2e Oxford University Press 2003 Little William Fowler H W Coulson J 1955 Sol Oxford Universal Dictionary on Historical Principles 3 bas ASIN B000QS3QVQ Pitjeva E V Standish E M 2009 Proposals for the masses of the three largest asteroids the Moon Dunya mass ratio and the Astronomical Unit Celestial Mechanics and Dynamical Astronomy Ingilizce 103 4 365 372 Bibcode 2009CeMDA 103 365P doi 10 1007 s10569 009 9203 8 ISSN 1572 9478 9 Temmuz 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Temmuz 2019 a b c d e f g h i j k l m n o Williams D R 1 Temmuz 2013 Sun Fact Sheet NASA Goddard Space Flight Center 15 Haziran 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2013 Zombeck Martin V 1990 Handbook of Space Astronomy and Astrophysics 2nd edition Cambridge University Press 3 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Ocak 2016 Asplund M Grevesse N Sauval A J 2006 The new solar abundances Part I the observations Communications in Asteroseismology 147 76 79 Bibcode 2006CoAst 147 76A doi 10 1553 cia147s76 NASA 27 Mayis 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Ekim 2010 Francis Charles Anderson Erik June 2014 Two estimates of the distance to the Galactic Centre 441 2 1105 1114 arXiv 1309 2629 2 Bibcode 2014MNRAS 441 1105F doi 10 1093 mnras stu631 Hinshaw G Weiland J L Hill R S Odegard N Larson D Bennett C L Dunkley J Gold B Greason M R Jarosik N Komatsu E Nolta M R Page L Spergel D N Wollack E Halpern M Kogut A Limon M Meyer S S Tucker G S Wright E L 2009 Five year Wilkinson Microwave Anisotropy Probe observations veri processing sky maps and basic results 180 2 225 245 arXiv 0803 0732 2 Bibcode 2009ApJS 180 225H doi 10 1088 0067 0049 180 2 225 a b c d e f NASA 2 Ocak 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi A bot will complete this citation soon Click here to jump the queue arXiv 1510 07674 Emilio Marcelo Kuhn Jeff R Bush Rock I Scholl Isabelle F 2012 Measuring the Solar Radius from Space during the 2003 and 2006 Mercury Transits The Astrophysical Journal 750 2 s 135 arXiv 1203 4898 2 Bibcode 2012ApJ 750 135E doi 10 1088 0004 637X 750 2 135 Bonanno A Schlattl H Paterno L 2002 The age of the Sun and the relativistic corrections in the EOS 390 3 1115 1118 arXiv astro ph 0204331 2 Bibcode 2002A amp A 390 1115B doi 10 1051 0004 6361 20020749 Connelly J N Bizzarro M Krot A N Nordlund A Wielandt D Ivanova M A 2 Kasim 2012 The Absolute Chronology and Thermal Processing of Solids in the Solar Protoplanetary Disk Science 338 6107 651 655 Bibcode 2012Sci 338 651C doi 10 1126 science 1226919 PMID 23118187 Gray David F November 1992 The Inferred Color Index of the Sun Publications of the Astronomical Society of the Pacific 104 681 1035 1038 Bibcode 1992PASP 104 1035G doi 10 1086 133086 The Sun s Vital Statistics Stanford Solar Center 14 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Temmuz 2008 Citing Eddy J 1979 A New Sun The Solar Results From Skylab NASA s 37 NASA SP 402 30 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Temmuz 2017 Nisanyan Sozluk 26 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Nisanyan Sozluk 22 Agustos 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Barnhart R K 1995 The Barnhart Concise Dictionary of Etymology HarperCollins s 776 ISBN 978 0 06 270084 1 2003 A Handbook of Germanic Etymology Leiden Brill Publishers s 41 ISBN 978 9 00 412875 0 Internet Archive vasitasiyla Orel A handbook of germanic etymology Cekce Woolfson M 2000 PDF Astronomy amp Geophysics 41 1 s 12 Bibcode 2000A amp G 41a 12W doi 10 1046 j 1468 4004 2000 00012 x 11 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2020 Than K 2006 Astronomers Had it Wrong Most Stars are Single Space com 21 Aralik 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Agustos 2007 Lada C J 2006 Stellar multiplicity and the initial mass function Most stars are single 640 1 ss L63 L66 arXiv astro ph 0601375 2 Bibcode 2006ApJ 640L 63L doi 10 1086 503158 Robles Jose A Lineweaver Charles H Grether Daniel Flynn Chris Egan Chas A Pracy Michael B Holmberg Johan Gardner Esko Eylul 2008 A Comprehensive Comparison of the Sun to Other Stars Searching for Self Selection Effects The Astrophysical Journal 684 1 ss 691 706 arXiv 0805 2962 2 Bibcode 2008ApJ 684 691R doi 10 1086 589985 hdl 1885 34434 24 Mayis 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2024 a b Zeilik M A Gregory S A 1998 Introductory Astronomy amp Astrophysics 4th Saunders College Publishing s 322 ISBN 978 0 03 006228 5 Connelly James N Bizzarro Martin Krot Alexander N Nordlund Ake Wielandt Daniel Ivanova Marina A 2 Kasim 2012 The Absolute Chronology and Thermal Processing of Solids in the Solar Protoplanetary Disk Science 338 6107 ss 651 655 Bibcode 2012Sci 338 651C doi 10 1126 science 1226919 PMID 23118187 Falk S W Lattmer J M Margolis S H 1977 Are supernovae sources of presolar grains Nature 270 5639 ss 700 701 Bibcode 1977Natur 270 700F doi 10 1038 270700a0 Burton W B 1986 Stellar parameters 43 3 4 ss 244 250 doi 10 1007 BF00190626 Bessell M S Castelli F Plez B 1998 Model atmospheres broad band colors bolometric corrections and temperature calibrations for O M stars Cilt 333 ss 231 250 Bibcode 1998A amp A 333 231B ve digerleri 1991 HR 2491 Bright Star Catalogue 5th Revised Bibcode 1991bsc book H 2 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Equinoxes Solstices Perihelion and Aphelion 2000 2020 31 Ocak 2008 13 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Temmuz 2009 Cain Fraser 15 Nisan 2013 How long does it take sunlight to reach the Earth phys org Ingilizce 2 Mart 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2022 The Sun s Energy An Essential Part of the Earth System Center for Science Education 24 Mayis 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2024 The Sun s Influence on Climate Ingilizce Princeton University Press 23 Haziran 2015 24 Mayis 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2024 Beer J McCracken K von Steiger R 2012 Cosmogenic Radionuclides Theory and Applications in the Terrestrial and Space Environments Springer Science Business Media s 41 ISBN 978 3 642 14651 0 9 Haziran 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Phillips K J H 1995 Guide to the Sun Cambridge University Press s 73 ISBN 978 0 521 39788 9 9 Haziran 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Godier S Rozelot J P 2000 PDF Cilt 355 ss 365 374 Bibcode 2000A amp A 355 365G 10 Mayis 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 22 Subat 2006 Gecersiz olu url olu yardim Phillips Tony 2 Ekim 2008 NASA Science 29 Mart 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Mart 2011 Phillips Tony 6 Subat 2011 NASA 8 Mart 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Mart 2011 Jones G 16 Agustos 2012 Sun is the most perfect sphere ever observed in nature The Guardian 3 Mart 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2013 Schutz B F 2003 Gravity from the ground up Cambridge University Press ss 98 99 ISBN 978 0 521 45506 0 9 Haziran 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Phillips K J H 1995 Guide to the Sun Cambridge University Press ss 78 79 ISBN 978 0 521 39788 9 9 Haziran 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 The Anticlockwise Solar System Australian Space Academy 7 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Temmuz 2020 Guinan Edward F Engle Scott G June 2009 The Sun in time age rotation and magnetic activity of the Sun and solar type stars and effects on hosted planets The Ages of Stars Proceedings of the International Astronomical Union IAU Symposium 258 ss 395 408 arXiv 0903 4148 2 Bibcode 2009IAUS 258 395G doi 10 1017 S1743921309032050 Pantolmos George Matt Sean P November 2017 Magnetic Braking of Sun like and Low mass Stars Dependence on Coronal Temperature The Astrophysical Journal 849 2 id 83 arXiv 1710 01340 2 Bibcode 2017ApJ 849 83P doi 10 3847 1538 4357 aa9061 Fossat E Boumier P Corbard T Provost J Salabert D Schmider F X Gabriel A H Grec G Renaud C Robillot J M Roca Cortes T Turck Chieze S Ulrich R K Lazrek M August 2017 Asymptotic g modes Evidence for a rapid rotation of the solar core Astronomy amp Astrophysics Cilt 604 id A40 arXiv 1708 00259 2 Bibcode 2017A amp A 604A 40F doi 10 1051 0004 6361 201730460 Darling Susannah 1 Agustos 2017 ESA NASA s SOHO Reveals Rapidly Rotating Solar Core NASA 1 Haziran 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Mayis 2024 a b 10 Temmuz 2003 PDF The Astrophysical Journal 591 2 ss 1220 1247 Bibcode 2003ApJ 591 1220L CiteSeerX 10 1 1 666 9351 2 doi 10 1086 375492 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Eylul 2015 Gecersiz olu url olu yardim 2003 Abundances and Condensation Temperatures of the Elements PDF 38 suppl s 5272 Bibcode 2003M amp PSA 38 5272L 13 Mayis 2011 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 3 Agustos 2008 Hansen C J Kawaler S A Trimble V 2004 Stellar Interiors Physical Principles Structure and Evolution 2nd Springer ss 19 20 ISBN 978 0 387 20089 7 Aller L H 1968 The chemical composition of the Sun and the solar system Proceedings of the Astronomical Society of Australia 1 4 s 133 Bibcode 1968PASA 1 133A doi 10 1017 S1323358000011048 Nicolas Grevesse 1968 Solar abundances of lithium beryllium and boron Solar Physics Journal Volume 5 Number 2 October 1968 DOI 10 1007 BF00147963 pp 159 180 Springer Netherlands ISSN 0038 0938 Print ISSN 1573 093X Online http www springerlink com content l37qghqnm7345247 olu kirik baglanti Bahcall John N Basu Sarbani Sereneli Aldo M 2005 What Is the Neon Abundance of the Sun The Astrophysical Journal 631 1281 1285 2005 October 1 DOI 10 1086 431926 The American Astronomical Society USA http www journals uchicago edu doi abs 10 1086 431926 olu kirik baglanti Lebreton Y amp Maeder A 1986 The evolution and helium content of the sun Astronomy and Astrophysics ISSN 0004 6361 vol 161 no 1 June 1986 p 119 124 http articles adsabs harvard edu full 1986A 26A 161 119L 0000119 000 html 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d e Biemont Emile 1978 Abundances of singly ionized elements of the iron group in the sun Royal Astronomical Society Monthly Notices vol 184 Sept 1978 p 683 694 http adsabs harvard edu abs 1978MNRAS 184 683B 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hansen C J Kawaler S A Trimble V 2004 Stellar Interiors Physical Principles Structure and Evolution 2nd Springer 9 2 3 ISBN 978 0 387 20089 7 Noerdlinger P D Diffusion of helium in the Sun Astronomy and Astrophysics vol 57 no 3 May 1977 p 407 415 online http adsabs harvard edu full 1977A amp A 57 407N 3 Eylul 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Aller L H 1968 The chemical composition of the Sun and the solar system Proceedings of the Astronomical Society of Australia Vol 1 p 133 http adsabs harvard edu full 1968PASAu 1 133A 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hansen C J Kawaler S A Trimble V 2004 Stellar Interiors Physical Principles Structure and Evolution 2nd Springer ss 77 78 ISBN 978 0 387 20089 7 Iben Icko Jnr November 1965 Stellar Evolution II The Evolution of a 3 M Star from the Main Sequence Through Core Helium Burning Astrophysical Journal Cilt 142 s 1447 Bibcode 1965ApJ 142 1447I doi 10 1086 148429 Basu S Antia H M 2008 Helioseismology and Solar Abundances Physics Reports 457 5 6 ss 217 283 arXiv 0711 4590 2 Bibcode 2008PhR 457 217B doi 10 1016 j physrep 2007 12 002 a b Garcia Rafael A Turck Chieze Sylvaine Jimenez Reyes Sebastian J Ballot Jerome Palle Pere L Eff Darwich Antonio Mathur Savita Provost Janine 15 Haziran 2007 Tracking Solar Gravity Modes The Dynamics of the Solar Core Science Ingilizce 316 5831 1591 1593 doi 10 1126 science 1140598 ISSN 0036 8075 17 Ekim 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Basu Sarbani Chaplin William J Elsworth Yvonne New Roger Serenelli Aldo M 2009 Fresh insights on the structure of the solar core The Astrophysical Journal 699 2 ss 1403 1417 arXiv 0905 0651 2 Bibcode 2009ApJ 699 1403B doi 10 1088 0004 637X 699 2 1403 a b NASA Marshall Solar Physics Marshall Space Flight Center 18 Ocak 2007 29 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Temmuz 2009 Broggini Carlo 1 Agustos 2003 Nuclear Processes at Solar Energy eprint arXiv astro ph 0308537 7 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Goupil M J Lebreton Y Marques J P Samadi R Baudin F 1 Ocak 2011 Open issues in probing interiors of solar like oscillating main sequence stars 1 From the Sun to nearly suns Journal of Physics Conference Series 271 012031 doi 10 1088 1742 6596 271 1 012031 ISSN 1742 6596 Agostini M Altenmuller K Appel S Atroshchenko V Bagdasarian Z Basilico D Bellini G Benziger J Biondi R Bravo D Caccianiga B Kasim 2020 Experimental evidence of neutrinos produced in the CNO fusion cycle in the Sun Nature Ingilizce 587 7835 577 582 doi 10 1038 s41586 020 2934 0 ISSN 1476 4687 27 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Phillips Kenneth J H 1995 Guide to the sun 1 paperback ed reprinted Cambridge Cambridge University Press ISBN 978 0 521 39788 9 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Zirker Jack B 2002 Journey from the center of the sun Princeton N J Princeton University Press ISBN 978 0 691 05781 1 23 Haziran 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Phillips1995 47 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Shu F H 1982 The Physical Universe An Introduction to Astronomy University Science Books s 102 ISBN 978 0 935702 05 7 Cosmicopia NASA 2012 3 Eylul 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Temmuz 2017 Cohen H 9 Kasim 1998 Table of temperatures power densities luminosities by radius in the Sun Contemporary Physics Education Project 29 Kasim 2001 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Agustos 2011 Lazy Sun is less energetic than compost Australian Broadcasting Corporation 17 Nisan 2012 6 Mart 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Subat 2014 Haubold H J Mathai A M 1 Ocak 1995 Solar nuclear energy generation and the chlorine solar neutrino experiment 320 102 116 doi 10 1063 1 47009 2 Ekim 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 Lecture 11 Stellar Structure I Hydrostatic Equilibrium 2 18 99 www aoc nrao edu 12 Mayis 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2024 a b c World Book at NASA NASA 10 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Ekim 2012 a b Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi NASA13 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Tobias S M 2005 The solar tachocline Formation stability and its role in the solar dynamo Soward A M Ed Fluid Dynamics and Dynamos in Astrophysics and Geophysics CRC Press ss 193 235 ISBN 978 0 8493 3355 2 29 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Agustos 2020 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi NASA14 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Gibson Edward G 1973 The Quiet Sun NASA Shu Frank H 1991 The Physics of Astrophysics University Science Books Discovery of Helium Solar and Magnetospheric MHD Theory Group University of St Andrews 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Mart 2006 De Pontieu Bart 7 Aralik 2007 Chromospheric Alfvenic Waves Strong Enough to Power the Solar Wind Science 318 5856 ss 1574 77 doi 10 1126 science 1151747 7 Subat 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Ocak 2008 European Space Agency 15 Mart 2005 The Distortion of the Heliosphere our Interstellar Magnetic Compass 11 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Mart 2006 22 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Lean J 1992 Estimating the Sun s radiative output during the Maunder Minimum Geophysical Research Letters Cilt 19 ss 1591 1594 28 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Ekim 2019 Ehrlich Robert 2007 Solar Resonant Diffusion Waves as a Driver of Terrestrial Climate Change Journal of Atmospheric and Solar Terrestrial Physics 10 Agustos 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Subat 2008 New Scientist Cilt 2588 27 Ocak 2007 s 12 6 Eylul 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Subat 2008 Haxton W C 1995 The Solar Neutrino Problem PDF Annual Review of Astronomy and Astrophysics Cilt 33 ss 459 504 Schlattl H 2001 Three flavor oscillation solutions for the solar neutrino problem Physical Review D 64 1 Alfven H 1947 Magneto hydrodynamic waves and the heating of the solar corona Monthly Notices of the Royal Astronomical Society Cilt 107 s 211 Sturrock P A 1981 Coronal heating by stochastic magnetic pumping PDF Astrophysical Journal Cilt 246 s 331 1 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 6 Subat 2021 Parker E N 1988 Nanoflares and the solar X ray corona PDF Astrophysical Journal Cilt 330 s 474 2 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 6 Subat 2021 Kasting J F 1986 Climatic Consequences of Very High Carbon Dioxide Levels in the Earth s Early Atmosphere Science Cilt 234 ss 1383 1385 The Mean Magnetic Field of the Sun The Wilcox Solar Observatory 22 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Agustos 2007 Bonanno A 2002 The age of the Sun and the relativistic corrections in the EOS PDF Astronomy and Astrophysics Cilt 390 ss 1115 1118 a b Pogge Richard W 1997 The Once and Future Sun lecture notes New Vistas in Astronomy The Ohio State University Department of Astronomy 6 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2005 Guillemot H Greffoz V Mart 2002 Ce que sera la fin du monde Science et Vie Fransizca Cilt N 1014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Carrington Damian 21 Subat 2000 Date set for desert Earth BBC News 12 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Mart 2007 Sackmann I Juliana Kasim 1993 Our Sun III Present and Future Astrophysical Journal Cilt 418 s 457 5 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Subat 2008 Galileo Galilei 1564 1642 BBC 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Mart 2006 Sir Isaac Newton 1643 1727 BBC 10 Mart 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Mart 2006 Cool Cosmos 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Mart 2006 Thomson Sir William 1862 On the Age of the Sun s Heat Macmillan s Magazine Cilt 5 ss 288 293 25 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2008 Lockyer Joseph Norman 1890 The meteoritic hypothesis a statement of the results of a spectroscopic inquiry into the origin of cosmical systems London and New York Macmillan and Co 18 Ocak 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2008 Darden Lindley 1998 The Nature of Scientific Inquiry 17 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan Studying the stars testing relativity Sir Arthur Eddington ESA Space Science 15 Haziran 2005 20 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Agustos 2007 Bethe H 1938 On the Formation of Deuterons by Proton Combination Physical Review Cilt 54 ss 862 862 Bethe H 1939 Energy Production in Stars Physical Review Cilt 55 ss 434 456 E Margaret Burbidge G R Burbidge William A Fowler F Hoyle 1957 Synthesis of the Elements in Stars Reviews of Modern Physics 29 4 ss 547 650 27 Subat 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2008 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Encyclopedia Astronautica 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Mart 2006 St Cyr Chris 1998 15 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Mart 2006 Japan Aerospace Exploration Agency 2005 10 Agustos 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Mart 2006 SOHO Comets Large Angle and Spectrometric Coronagraph Experiment LASCO U S Naval Research Laboratory 25 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Mart 2006 NASA 10 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Mart 2006 T J White M A Mainster P W Wilson and J H Tips 1971 Chorioretinal temperature increases from solar observation Bulletin of Mathematical Biophysics Cilt 33 s 1 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link M O M Tso and F G La Piana 1975 The Human Fovea After Sungazing Transactions of the American Academy of Ophthalmology amp Otolaryngology Cilt 79 ss OP 788 Hopeross M W 1993 Ultrastructural findings in solar retinopathy Cilt 7 s 29 Schatz H amp Mendelbl F 1973 Solar Retinopathy from Sun Gazing Under Influence of LSD Cilt 57 4 British Journal of Ophthalmology s 270 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Chou B Ralph MSc OD Nisan 1997 Eye Safety During Solar Eclipses NASA RP 1383 Total Solar Eclipse of 1999 August 11 s 19 16 Temmuz 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2008 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link W T Ham Jr H A Mueller and D H Sliney Retinal sensitivity to damage from short wavelength light Nature Cilt 260 s 153 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link W T Ham Jr H A Mueller J J Ruffolo Jr and D Guerry III 1980 Solar Retinopathy as a function of Wavelength its Significance for Protective Eyewear The Effects of Constant Light on Visual Processes edited by T P Williams and B N Baker Plenum Press New York ss 319 346 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Marsh J C D 1982 Observing the Sun in Safety PDF J Brit Ast Assoc Cilt 92 s 6 2 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 6 Subat 2021 Espenak F NASA 18 Subat 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Mart 2006

Yayın tarihi: Temmuz 13, 2024, 08:52 am
En çok okunan
  • Aralık 16, 2025

    Ben Sana Aşık Oldum (albüm)

  • Aralık 08, 2025

    Belle ve Sebastian (dizi, 2017)

  • Aralık 20, 2025

    Belenköy, Feke

  • Aralık 13, 2025

    Belarus Voleybol Kupası (kadınlar)

  • Aralık 08, 2025

    Belarus Voleybol Federasyonu

Günlük
  • Ton (birim)

  • Schwere Panzerabteilung

  • Tersinir matris

  • Maxwell denklemleri

  • Kısmi türev

  • Zamanda sonlu farklar yöntemi

  • Sovyetler Birliği

  • Evrim Alataş

  • Miraz Bezar

  • Saint Lawrence Nehr

NiNa.Az - Stüdyo

  • Vikipedi

Bültene üye ol

Mail listemize abone olarak bizden her zaman en son haberleri alacaksınız.
Temasta ol
Bize Ulaşın
DMCA Sitemap Feeds
© 2019 nina.az - Her hakkı saklıdır.
Telif hakkı: Dadaş Mammedov
Üst